1- Musa ın en yakın yardımcısı ve veziri idi. Allah, her peygamber için bir düşman halk etmiştir. Musa ın en büyük düşmanı da Firavun idi. Allah, Musa a, emirlerini tebliğ ve yasaklarından sakındırmak üzere kardeşi Harun ı peygamber olarak vazifelendirdi. Böylece ona, Harunu en yakın bir yardımcı ve vezir kılmıştı. Bu husus Furkan suresinde mealen şöyle bildirildi; “Ve celalim hakkı için yemin olsun ki, Musaya (emir ve yasaklarımızı içine alan) kitabı (Tevratı) verdik (ve kullarımıza tebliğini emrettik) ve ona yardımcı olarak kardeşi Harunu vezir (dinimizi tebliğ hususunda nübüvvetle birlikte yardımcı) kıldık.” (Furkan suresi: 35)
2- Ona nübüvvetle (peygamberlikle) birlikte dünya ve ahiret nimetleri de ihsan edilmişti. Nitekim; Kuran-ı kerimde mealen şöyle bildirildi; “Biz Musa ve Haruna (nübüvvetle birlikte dini ve dünyevi nimetler vererek) ihsanda bulunduk.” (Saffat suresi: 114)
3- Nusret-i ilahiyyeye nail olanlardandı: Düşmanları karşısında Allahın nusret ve yardımıyla zafere ulaşanlardandı. Bu husus mealen şöyle bildirildi; “Ve onlara (Musa ve Haruna), yardım ettik. (Musa ve Harun (aleyhimesselam), nusret-i ilahiyyeye nail oldular. O ikisi kavimlerini alıp Mısırdan çıkardılar) Onlar Firavun ve kavmi üzerine galib oldular. (Firavun ve ordusu ise kahr-i ilahiye uğrayarak boğuldular). (Saffat suresi: 116)
4- Hidayete erdirenlerdendi: Yine mealen; “Ve ikisini de (Musa ve Harun aleyhimesselam), Allahın rızasına ve Cennet nimetlerine kavuşturan dosdoğru yola hidayet ettik (sevk ettik ve kavuşturduk.) Tevratın içindeki umumi ve hususi hükümleri bildirdik. Hakiki ve rabbani ilimleri öğrettik. Onlara, Allahın dinini bildirdik ve onun üzerine sabit kıldık. O ikisini her türlü günah işlerden koruduk) buyruldu. (Saffat suresi: 118)
5- Kendisinden sonra gelenler tarafından medh edilenlerdendir: Bu hususta da; “Ve sonrakiler arasında da (onlardan sonra gelen ümmetlerin müminleri arasında) onlar (Hazret-i Musa ve Harun aleyhimesselam) için güzel bir sena (övgü) bıraktık. (Nice kavimler onları takdir ve medh edeceklerdir) buyruldu.” (Saffat suresi: 119)
Fahreddin-i Razi hazretleri, Tefsir-i Kebirinde bu ayet-i kerimedeki; Sonra gelenlerden murad, Muhammed ın ümmeti, övgüden maksat ise, Muhammed ın ümmetinin, Musa ve Harun (aleyhimesselam) hakkında; “Selam Musa ve Harun üzerine olsun.” (Saffat suresi: 120) demeleridir” buyurdu.
6- Hakkında selametle dua edilenlerdendir: Melekler, insanlar ve cinler onun hakkında selamet ve saadetle dua ederler. Böyle yüksek bir övgüye layık olmuştur. Saffat suresi 120. ayetinde mealen; “Musa ve Harun üzerine (bizden) selam olsun. (O iki muhterem peygamber selama layıktırlar) buyruldu.
7- İhsan sahibi idi. Yani, marifet derecesinde Allahı tanıyıp, Onu görür gibi ibadet ederdi. Veya beraber yaşadığı insanlara güzel muamele eder ve ikramda bulunurdu. Bu husus Saffat suresi 121. ayetinde mealen şöyle bildirildi; “Şüphe yok ki biz muhsin olanları (ihsan sahiplerini) böylece mükafatlandırırız.”
8- Fasih lisan sahibiydi: Musa Medyen dönüşünde, Tur-i Sinaya gittiği zaman Allah ona peygamberlik emrini bildirdi. Musa Allahın kelamını işitip, peygamber olarak vazifelendirilince, cenab-ı Hakka münacatta bulunup kardeşi Harun ın da peygamber olarak vazifelendirilmesini diledi ve kardeşi Harun ın fasih lisan sahibi olduğunu bildirdi. Bu husus, Kasas suresinde mealen şöyle bildirildi; “(Musa dedi ki): “Ve kardeşim Harun ise, lisanen benden daha fasihtir. (Fasih ve beliğ bir şekilde insanlara Hakkı ve hakikati anlatır.) Onu bana yardımcı olarak gönder ki, beni tasdik etsin. Firavun ve kavminin beni yalanlamalarından korkarım” (Kasas suresi: 34).