İsmail , Allahın emirlerine uymakta, ibadet etmekte, Allah tarafından gönderilen sıkıntılara, musibet ve meşakkatlere katlanmakta sabr etti ve Kuran-ı kerimde, Enbiya suresi: 85. ayet-i kerimede sabredenlerden olduğu bildirildiği gibi, bizzat Allah tarafından övüldü.
İsmail ın Kuran-ı kerimde açıkça övülmesine sebep olan sabrın mahiyeti ve üstünlüğü nedir? Nelere karşı sabredilirse sevab alınır? Sabır, kişinin haramdan sakınıp, nefsin kötü arzularını yapmamasıdır. Böylece, sonu pişmanlık olan lezzetlerden yüz çevirir. Sabır ikiye ayrılır. Biri, günah işlememek için sabretmektir. Şeytan, insanın kendi nefsi ve kötü arkadaşlar, insana günah işletmek isterler. Bunları dinlemeyip sabretmek çok sevabdır. İkincisi; dertlerin, belaların acılarına sabredip, bağırıp çağırmamaktır. Çok kimse sabır deyince yalnız bu sabrı anlar. Bu sabır da sevabdır ve her ikisi de farzdır. Bu hususta Resulallahın dördüncü halifesi ve damadı, dünyada iken Cennetle müjdelenmiş ve ilmin kapısı olduğu hadis-i şerifle bildirilmiş olan Ali buyurdu ki: “Sabır üç kısımdır: İbadet ve taatlarda sabır, günahlara karşı sabır, musibet ve sıkıntılara karşı sabırdır. Kim ibadet ve taatlarda, Allahın emirlerini yapmada, beş vakit namazı muntazaman vaktinde kılmada sabır gösterirse, kendisine yüz derece verilir ve her bir derece gökle yer arası kadardır. Kim günahlara düşmemek ve haram işlememek için sabrederse, Allah kendisine kıyamet günü altıyüz derece ihsan eder. Kim de musibetlere, başına gelen sıkıntı ve eziyetlere sabır gösterirse, ona da Allah hesapsız dereceler ihsan eder.”
Fakih Ebül-Leys Semerkandi hazretleri; “Belalara sabredip, musibetler karşısında Allahı hatırlamak insana elbette lazımdır. Çünkü insan, bu sabrı ve zikri gösterirse Allahın kaza ve kaderine rıza göstermiş ve şeytanı kovmuş olur.” buyurdu.