"Enter"a basıp içeriğe geçin
Filter by Kategoriler
Kuran-ı Kerim
Hadisler ve İslam Tarihi
Alevilik
İncil
Tevrat
Avesta
Mitoloji
Diğer Kitaplar

Ana ve babaya itaat

İsmail , Allahın emrine ve babaya itaatte, insanlar için pek güzel bir örnek oldu. Allah, Kuran-ı kerimde sadece kendisine ibadeti emretti. Kendisine ibadetten sonra ana-babaya itaati bildirdi. İnsanın varlığının hakiki sebebi, Allahın yaratması; zahiri sebebi de ana ve babasıdır.

Allah, İsra suresinin 23. ayet-i kerimesinde mealen; “Rabbin kesin olarak şunları emretti: Ancak kendisine (Allaha) ibadet edin, ana-babaya güzellikle muamele edin, eğer onlardan biri veya ikisi senin yanında ihtiyarlık haline ulaşırsa, sakın onlara “Öf” bile deme ve onları azarlama. İkisine de iyi ve yumuşak söz söyle.” buyurdu.

İbn-i Ömer ayet-i kerimeyi tefsir ederken; “Ana ve babaya hitab ederken, babacığım, anneciğim demelidir” buyurdu.

Ata bin Ebi Rebah yukarıdaki ayet-i kerimeyi tefsir ederken; “Onların yanında konuşurken, gözü onlara doğru çevirmemeli, onlara bakmadan konuşmalıdır” buyurdu.

Mücahid “Ana-babanızı isimleri ile çağırmayınız. Onları yalanlamayınız. Onlarla yumuşak konuşunuz. Onlara boş söz söylemeyiniz.” buyurdu.

Ana-babaya iyilik yapmak, dil uzatmamak, ve karşı gelmemek onlara itaatten olup, aksini yapmak ve böyle davranmamak büyük günahtır. Dinen mahzurlu olmayan hususlarda ana-babaya karşı gelmemelidir.

İmam-ı Kurtubi buyurdu ki; “Ana-babaya iyilikte bulunmak onlara itaat etmek, sadece müslüman ana-babaya mahsus değildir. Ana-baba kafir bile olsalar, onlara iyilik yapılır.”

Gerek hayatta iken ve gerekse vefatlarından sonra, ana-baba hakkına riayet edilir. Ana-babanın vefat ettikten sonra haklarına riayet, her namazın peşinden onlar için dua etmekle olur.

Tabiinden bir zat buyurdu ki: Her gün beş vakit namazda ana ve babasına dua eden kimse, onların hakkını yerine getirmiş olur. Çünkü Allah Lokman suresi 14. ayet-i kerimesinde mealen; “Allaha ve ananıza-babanıza şükredin.” buyurmuştur. Günde beş defa Allaha şükrediyoruz. Ana-babaya şükür ise, günde beş vakit namazda onlara dua etmek suretiyle olur.

Ana-babanın çocuğu üzerinde on hakkı vardır. 1- Ana-baba aç oldukları zaman onları doyurur. 2- Giyeceğe muhtaç oldukları zaman, eğer gücü yeterse, onları giydirir. 3- Hizmete muhtaç iseler onların hizmetini görür. 4- Onlar kendisini çağırdıkları zaman, davetlerine icabet eder ve hemen yanlarına gider. 5- Bir şey emrettikleri zaman emirlerini günah olmadığı müddetçe yerine getirir. 6- Ana-baba ile konuşurken yumuşak konuşur. 7- Onları isimleri ile çağırmaz. 8- Onlarla beraber yürürken arkalarından yürür. 9- Kendisi için istediğini onlar için de ister. Kendisi için istemediği bir şeyi onlar için de istemez. 10-Kendisine dua ettiğinde, onlar için de af ve mağfiret diler.

Vefatlarından sonra ana-babayı razı etmek, üç şeyle mümkün olur: 1- Çocuk, Allahın emirlerine uyup, yasaklarından sakınmak suretiyle salih olursa. Çünkü ana-baba; çocuklarının salih olmasına sevinmesi kadar hiç bir şeye sevinmez. 2- Ana-babanın akraba ve dostlarını ziyaret etmekle. 3- Ana-baba için Allahtan af ve mağfiret dilemek, onlar için sadaka vermek ve iyilik yapmakla onlar razı olurlar.

Selemeoğullarından bir kimse, Resulallaha gelerek; “Ya Resulallah! Anam-babam vefat ettiler. Acaba onlara yapabileceğim bir iyilik var mı?” diye sordu. Peygamber efendimiz “Evet, onlar için Allahtan af ve mağfiret dilemen, onların verdikleri sözleri yerine getirmen, onların dostlarına ikramda bulunman, onlar tarafından olan akrabalarını ziyaret etmendir.” buyurdu.

Bir kimse, Resulallah efendimize “Biat için sana geldim. Ana-babamı ağlayarak bıraktım” deyince, Resulallah efendimiz; “Ana-babana dön, onları ağlattığın gibi güldür.” buyurdu.

Peygamber efendimiz, “Burnu yere sürtülmüştür, burnu yere sürtülmüştür.” buyurdu. “Kimin, ya Resulallah?” dediler. “Ana ve babasından birinin veya ikisinin, yanında ihtiyarladığı halde, Cennete gitmeyenin.” buyurdu.

Bekr bin Hakem, babasından, o da dedesinden anlatır. “Ya Resulallah! En önce kime iyilik edeyim? dedim. “Annene” buyurdu. “Sonra kime?” dedim. Yine; “Annene” buyurdu. Üçüncü defa sordum. Yine; “Annene” buyurdu. “Sonra kime?” dedim. “Babana ve sonra sırasıyla akrabalarına” buyurdu. Annenin, babadan önde tutulması, onun çocuk için daha çok zahmet çekip yorulmasından; daha ziyade şefkatli ve çocuğa hizmetinin çok olmasındandır.

Resulallah efendimiz “Size günahların en büyüğünü bildireyim mi?” diye üç defa buyurdular. Eshab-ı kiram ; “Evet. Bildir, ya Resulallah!” dediler. “Allaha ortak koşmak, ana-babaya karşı gelmek ve yalan söylemektir.” buyurdu.

Avm bir Huveys isminde bir zat şöyle anlattı: “Bir köye gitmiştim. O köyün yanında bir kabristan vardı. İkindiden sonra, burada bulunan bir kabir açılır, başı merkep başı, bedeni insan bedeni gibi olan birisi çıkar, üç defa merkep gibi anırdıktan sonra kabir kapanırdı. Orada yaşlı bir kadın yün eğiriyordu. Kabirden çıkan şahsın annesi olduğunu söylediler. Oğlunun halini şöyle anlattı: “Oğlum içki içerdi. Ben de ona; Allahtan kork! Ne zamana kadar içki içmeğe devam edeceksin?” deyince, bana; “Tıpkı merkepler gibi anırıyorsun” derdi. Bir ikindi vaktinden sonra öldü. İşte şimdi görüyorsun. Her gün ikindiden sonra böyle kabirden çıkar, üç kere anırır, sonra kabri kapanır” dedi.

Akıllı kimsenin, ana-babasına nasıl hürmet edileceğini öğrenmesi, onlara karşı gelmemesi, itaat etmesi gerekir. Allah; Tevrat, İncil, Zebur ve Kuran-ı kerimde ve gönderdiği bütün kitaplarda, ana-babaya itaat ve hürmet edilmesini, onlara karşı gelinmemesini bildirmiş ve peygamberlerine de böyle emretmiştir.

Büyüklerden birisi şöyle buyurdu: “Çocuğun, ana-babasının yanında, onların izni olmadan konuşmaması, önlerinde, sağlarında ve sollarında yürümemesi lazımdır. Ancak çağırdıklarında yanlarına gider ve arkalarından yürür.”