Yemek yemeye düşkün olan bir kimse, doyuncaya kadar Zemzem-i şerif içtikten sonra, tam bir ihlasla; “Ya Zemzeme zemmi” dese, çok yemek yeme illetinden kurtulur.
İmam-ı Yafii, asrının salihlerinden birinden şöyle nakleder: Bir gün Kabe yanında otururken, ansızın yüzü şal ile örtülü bir adam geldi. Zemzem kuyusuna giderek matarasını doldurup, bir miktarını içtikten sonra yanıma geldi. Matarasını isteyip kalan suyu içtim. O güne kadar tatmadığım değişik bir lezzet duydum. Sanki mataradaki Zemzem, saf bal ile karıştırılmış bir şerbetti. O zatın mübarek yüzüne bakmak istediysem de, matarayı elimden alarak hemen döndüğü için, kim olduğunu bilemedim. Belki yine gelir düşüncesi ile ertesi günü seher vakti Zemzem kuyusunun yanına oturduktan biraz sonra, o zat örtülü olarak yine geldi. Zemzem kuyusundan bir kova su çekip içti. Ben de kovada kalan suyu içtim. Sanki içtiğim Zemzem suyu değil de, bal ile karıştırılmış süt idi.
Resulallah efendimiz, bir gün Zemzem kuyusunu şereflendirdiler. Vazifeliler, bir kova su çekip takdim ettiler. Resulallah efendimiz takdim edilen suyun birazını içip, geri kalanını mübarek ağızlarının suyu ile karıştırdılar. Vazifeliler o suyu teberrüken Zemzem kuyusuna döktüler. Bunun için Resulallah “Zemzem suyu hastalara şifa verir. Onu içenler yemek yemiş gibi açlıklarını giderirler.” buyurdular.
Eshab-ı kiramdan Ebu Zer Gıfari Mekke-i mükerremede kaldığı müddetçe, yiyecek bir şeyi olmayınca, gider Zemzem içer, açlık ve susuzluğunu bu suretle giderirdi.
Tecrübe edenlerin bildirdiklerine göre, Zemzem, mideye kuvvet verir, yemeğin hazmını kolaylaştırır, aç karına içilince bağırsakları temizler ve vücut hararetini teskin eder.
Zemzem suyunun, Kevserden daha faziletli olduğunun hadis-i şerifle bildirildiği, Eyyub Sabri Paşanın “Mirat-ı Mekke” kitabında yazılıdır. İçenin dünyaya karşı hırs ve tamaını yok eder, müzmin olan ve olmayan hastalıkları düzeltir. İbadet ve taata sevk edip bu hususta hırslandırdığı gibi kalb gözünün nurunu, anlayışı, izanı ve ilmi arttırıp, kalbe yumuşaklık verir. Vücut hastalıklarını, Allahın gadabını giderir. İçenler, Allahı hoşnut, şeytanı mahzun ederek sünnet-i şerife uymak yönüyle imanlarına kuvvet vermiş olurlar.
Her peygamber gibi İsmail da çeşitli şekilde imtihanlardan geçirilmiş ve Allah katındaki derecesi yükseltilerek, Kuran-ı kerimde bazı üstünlükleriyle zikredilmiştir. Nitekim Meryem suresi 55 ve 56. ayet-i kerimelerde mealen; “Kuranda İsmaili de zikreyle. O, vadinde sadık, resul ve Nebi oldu. O, kavmine namaz ve zekatla emrederdi ve Rabbi katında rızaya kavuşmuş idi.” buyrularak medhedildi.