"Enter"a basıp içeriğe geçin
Filter by Kategoriler
Kuran-ı Kerim
Hadisler ve İslam Tarihi
Alevilik
İncil
Tevrat
Avesta
Mitoloji
Diğer Kitaplar

Nuhun bazı özellikleri

1- Kendinden önceki dini neshedip yeni bir din getiren resullerdendir. “Hazret-i adem de resul idi. Fakat kendinden evvel herhangi bir din hatta insan olmadığı için, onun dini herhangi bir dini neshetmiş değildir.” 2- Hak dine davet ettiği için kavmi tarafından eza ve cefa gören ilk peygamberdir. 3- Ömrü çok uzun idi. O kadar yaşına ve pek çok eziyet ve cefa görmüş olmasına rağmen kuvvetinden bir şey kaybetmemiş, dişi dökülmemiş ve saçları ağarmamış idi. 4- O zamanda yeryüzünde bulunan bütün kafirler onun duası sebebiyle helak oldu. 5- Kavmini hak dine davet için, 950 sene çok ısrarlı bir şekilde, gizli ve aşikare olarak, gece-gündüz çalıştı, gayret etti. Kavmi ise ona devamlı eziyet ettiler. 6- Misak ve vahiyde, Peygamber efendimizden sonra ikinci derecede kılındı. Nitekim, Ahzab suresinin 7. ayet-i kerimesinde mealen buyruldu ki: “…Hususen bu ahd aldıklarımız içinde meşhur ve ülül-azm olanları sen, Nuh, İbrahim, Musa ve Îsa bin Meryem . Biz bunlardan sağlam, yeminli, tekidli bir ahd, söz aldık.” Nisa suresinin 163. ayet-i kerimesinde de mealen; “Ey Resulüm! Nuha ve ondan sonraki peygamberlere vahyettiğimiz gibi sana da vahyettik…” buyuruldu. 7- Allah ona gemi yapma ilmini ve sanatını verdi. Gemiyi suda yürütme imkanı verdi. 8- Yine Allah Nuhu ; “Çok şükredici bir kul” olarak isimlendirdi. Ona tufandan kurtuluş verdi ve bereketle ikramda bulundu.

Muhammed bin Kab el-Kurazi ; “Hud suresinin 48. ayet-i kerimesindeki bereket ve selamın içerisine kıyamete kadar erkek ve kadın bütün müminler girmektedir. Onun zürriyeti devamlı kılındı” buyurmuştur. 9- Kıyamet gününde Peygamber efendimizden sonra, kabrinden ilk kalkacak olan odur. 10- Devamlı olarak kavmini imana davet ederdi. Bununla beraber ibadetten hiç geri durmaz, her gün yediyüz rekat namaz kılardı. Kuran-ı kerimde İsra suresinin 3. ayet-i kerimesinde mealen; “Ey Nuh ile beraber gemiye yüklediğimiz kimselerin zürriyeti! Doğrusu Nuh çok şükredici bir kul idi” buyruldu.

“Tefsir-i Mazhari” de bu ayet-i kerimenin tefsirinde İbn-i Merdeveyhin , Ebu Fatımadan bildirdiği bir hadiste Peygamber efendimiz buyurdu ki: “Nuh , “Bismillah” ve “Elhamdülillah” demeden, büyük olsun, küçük olsun herhangi bir iş yapmazdı. Bu sebeple Allah, onu; “Çok şükredici bir kul” olarak isimlendirdi.”

İbn-i Cerir ve Taberani (rahmetullahi aleyhima) Sad bin Mesud es-Sekafiden şöyle rivayet etmişlerdir: “Nuh bir şey yeyip içtiği veya bir elbise giydiğinde hep Allaha hamdederdi. Bunun için; “Çok şükredici bir kul” olarak zikredilmiştir.

ayet-i kerimede, Allaha şükretmeye teşvik vardır. Yani siz, Nuha inanan kimselersiniz. Onun ve gemide onunla beraber taşınanların zürriyetisiniz. O halde siz de onlar gibi olunuz demektir.

Hazret-i Nuh her haliyle Allaha şükreden bir zat idi. Allahın ihsan ettiği nimetlere şükreder, hayrı ancak Allahtan bilirdi.

Katade buyurdu ki: “Nuh bir elbise giyse “Bismillah”, onu çıkardığında ise, “Elhamdülillah” derdi.”

“Tefsir-i Kurtubi”de büyük alimlerden nakledilerek; “Nuh bir şey yerken “Bismillah”, yedikten sonra ise “Elhamdülillah” derdi.” buyrulmaktadır.

İmran bin Süleymden şöyle rivayet edilmiştir; “Hazret-i Nuha “Çok şükredici bir kul” buyrulmasının sebebi şudur: O yemek yeyince; “Beni doyuran Allaha hamdolsun. Dileseydi beni aç bırakırdı” derdi. Bir şey içtiğinde; “Bana su veren Allaha hamdolsun. Dileseydi beni susuz bırakırdı” derdi. Bir şey giydiğinde; “Beni giydiren Allaha hamdolsun. Dileseydi beni çıplak bırakırdı” derdi. Ayakkabısını giydiğinde; “Bana ayakkabıyı giydiren Allaha hamdolsun. Dileseydi beni yalın ayak bırakırdı” derdi.

“Mirat-ı kainat”ta diyor ki; “Hazret-i Nuh, devamlı surette Allaha hamdeder, çok şükrederdi. Büyük abdest bozduğunda; “Bana eziyet veren şeyi benden çıkaran Allaha hamdederim. O, çıkmamasını dileseydi, eziyet veren şey benden çıkmazdı” derdi. İftar edeceği zaman, elinde bulunan yiyeceği müminlerden ihtiyacı olan varsa ona verir, kendisi açlığa sabrederdi.”

Nuh ın en büyük hususiyetlerinden olan şükür hakkında Ehl-i sünnet alimlerinin kitaplarında verilen bilgi özetle şöyledir: