Cennet; kapanmak, gizlenmek, örtünmek manasında Arapça bir kelime olup, cenne kökünden gelir. Çoğulu Cennat veya Cinandır. C ve N harflerinden meydana gelen kelimeler örtülü demektir. Cennet denilen yer, meyveler, çiçekler, kokular ile örtülü olduğundan, bu isim verilmiştir. Delilere mecnun denilmesi de akıllarının örtülü oluşundandır. Geceye “Cünn-i leyl” denir. Çünkü karanlık gün ışığını örtmüştür. Cin denilen mahluklar da, gözümüzden örtülü olduğu, gizlendiği için cin denildi. Cennet kelimesi, dünyada bostan; ahirette ise, Cennet denilen sonsuz nimetlerin bulunduğu yer demektir. Cehennem de, burada derin ateş kuyusu; orada ise Cehennem denilen azab dolu yere denir.
Cennet; Allahın razı olduğu kimselerin gidecekleri ve sonsuz olarak zevk ve seadet içinde yaşayacakları yer demektir. Bütün semavi dinler ve bazı semavi olmayan inanç sistemleri, bu dünyadan başka, ikinci bir dünyanın yani ahiretin varlığından haber vermişlerdir. Cennet, başka bir ifade ile müminleri ahirette mükafatlandırma yerinin adıdır.
Cennet kelimesi çeşitli şekillerde Kuran-ı kerimin yüzkırkyedi yerinde geçmektedir. Allah, Tevbe suresinin 112. ayet-i kerimesinde mealen; “Şirk ve nifakdan tevbe edenler, Allaha ihlasla ibadet edenler, hamd edenler, oruç tutanlar, rüku ve secde yapanlar (namaz kılanlar), iyiliği, emredip kötülükten alıkoyanlar ve Allahın dinini koruyanlar (onları yerine getirenler var ya)! İşte böyle müminleri Cennet ile müjdele…” buyurdu.
Allah mümin ve müttaki kulları için, ahirette; ebediyyeti ve anlatılamaz nimetleri bulunan; zevkleri, devamlı emin bir istirahat yeri olan Cenneti hazırladı. Cennete girecek olan bu bahtiyar insanlar, melekler tarafından karşılanacak ve kendilerine Cennetin kapıları açılacaktır. Kuran-ı kerimde beyan buyurulduğu gibi; “Selam size, hoş geldiniz, temelli olarak buraya giriniz” denilecektir.
Kuran-ı kerimde yerle göğün toplamına eşit bir genişliğe sahip bulunduğu bildirilen Cennet; soğuğun sertliğinin ve güneşin sıcaklığının etkili olmadığı, devamlı gölgelikli, emin bir makamdır. Cennetin altından ırmaklar akar, kaynaklar ve çeşmeler fışkırır. Cennet ehli de yüksek binalarda, bahçelerle çevrili köşklerde otururlar. Selsebil çeşmesinde kafur ve zencefille kokulandırılmış tesnim suyu bulunmaktadır. Asmalar, palmiyeler, narlar, sıralar halinde akasyalar, her mevsim yetişen ve yeme yasağı bulunmayan güzel yiyecekler Cennetin güzelliklerindendir. Her çeşit meyve, Cennet ehlinin elinin altında bulunur. Yüzlerinde neşe ve rahatlık okunur. Atlastan ve nakışlı yeşil kumaştan elbiseler giyerler, güzel kokular sürünürler, incilerle süslenirler. İncilere benzeyen gümüşten kaplar ve testiler taşıyan genç delikanlılar onlara hizmet ederler. Allahın hususi olarak Cennet ehline hizmet etmek üzere yarattığı inci, mercan gibi güzel ve aynı yaşta iri gözlü süslü huriler onlara eş olurlar. Cennet sakinlerinin arzu ettikleri her yiyecek hemen önlerinde hazır olur ve her istediklerini Allah yerine getirir. Kısacası arzu ettikleri ve gözlerini gönüllerini okşayan her şey onlar için mevcuttur. Allah onları arş-ı alanın yanında karşılar ve rızasını belirterek kabul buyurur. Cennet ehlinin yüzünde apaçık ve devamlı bir sevinç ve neşe vardır.