"Enter"a basıp içeriğe geçin
Filter by Kategoriler
Kuran-ı Kerim
Hadisler ve İslam Tarihi
Alevilik
İncil
Tevrat
Avesta
Mitoloji
Diğer Kitaplar

Ahiret hayatı

Ölümden sonraki ebedi hayat, öbür dünya. Dinimizde inanılması zaruri olan altı esastan biri. ahiret gününün başlangıcı insanın öldüğü gündür. Kıyametin sonuna kadar devam eder. Son gün denilmesi, arkasından gece gelmediği veya dünyadan sonra geldiği içindir. Buradaki gün, bildiğimiz gece-gündüz demek değildir. Bir vakit, bir zaman demektir. Öldükten sonra, tekrar dirilmeğe inanmak lazımdır. Kemikler, etler çürüyüp toprak ve gaz olduktan sonra hepsi tekrar bir araya gelecek; ruhlar bedenlerine girip, herkes mezardan kalkacaktır. Bunun için, bu zamana kıyamet günü denir. Bunu inkar edenler için Ali; “Müslümanlar ahirete inanıyor. Kitapsız kafirler inkar ediyor. Tekrar dirilmek olmasaydı, inanmayanlar bir şey kazanmaz, müslümanlar da zarar etmezdi. Fakat kafirlerin dediği olmayınca onlar sonsuz azab çekeceklerdir” buyurdu.

ahiret hayatı bu dünya hayatına benzemez. ahiret işleri, akıl ile anlaşılamaz ve bulunamaz. Çünkü akıl, ancak bu dünya işlerini anlayabilecek şekilde yaratılmıştır. Bunda bile çok defa yanılmakta, hataya düşmektedir. ahirette olacak işleri Allah peygamberleri ve kitapları vasıtası ile insanlara haber vermektedir. Fen bilgilerinin ve aklın dışındaki ahiret işleri konusunda, insanın inanmaktan başka çaresi yoktur. Bu konuda akıl yürüten ve çeşitli düşünceler öne süren felsefecilerin de herhangi bir insandan farkı olmadığı gibi, sözlerinin de herhangi bir değeri yoktur. Bu sahada tek söz sahibi peygamberlerdir ve onlar, ahiretteki işleri kainattaki her şeyin yaratıcısı sonsuz kudret sahibi Allahın yapacağını haber vermişlerdir. Onların söyledikleri elbette doğrudur. Elbette hepsi olacaktır.

Aslı bozulmuş olan, hristiyanlık ve İsrailiyatta mahşer hakkında bildirilenler, haham ve papazların uydurmalarından ibaret olup, bunların bir kıymeti yoktur. İslamiyette bildirilenler ise, karşısında insanoğlunun aczinin gün geçtikçe büyüdüğü Kuran-ı kerimden ve her sözü doğru olan son peygamber Muhammedin sözlerinden alınmıştır. İslam alimlerinin Kuran-ı kerimi ve hadis-i şerifleri açıklarken bildirdikleri gibi mahşerde salihlerin, iyilerin defteri sağ tarafından; fasıkların, kötülerin arka veya sol tarafından verilecektir. İyi, kötü; büyük, küçük; gizli ve aşikare yapılmış olan her şey, defterde bulunacaktır. Mahşerde, Allahın dilediği her gizli şey meydana çıkacaktır. Meleklere; “Yerlerde, göklerde neler yaptınız?”, peygamberlere; “Allahın hükümlerini ve din-i ilahiyi kullara nasıl bildirdiniz?”, herkese de; “Peygamberlere nasıl uydunuz, sizlere bildirilen dinlerin esasını nasıl yaptınız? Birbiriniz arasında bulunan hakları nasıl gözettiniz?” diye sorulacaktır. Mahşerde, imanı olup, ameli ve ahlakı güzel olanlara mükafat ve ihsanlarda bulunulacak; kötü huylu, bozuk amelli olanlara da ağır cezalar verilecektir.

Allah, adaleti ile, şirkten, küfürden başka, her günahı afv edecek, dilerse küçük günah için de azab yapacaktır. Şirki, küfrü hiç affetmeyeceğini bildirmektedir. Kitaplı ve kitapsız kafirler, yani Muhammed ın, bütün insanlara peygamber olduğuna inanmayanlar, Onun bildirdiği ahkamdan, yani emir ve yasaklardan birisini bile beğenmeyenler, elbette Cehenneme sokulacak, sonsuz azab göreceklerdir.

Allah, akıllı, akılsız bütün insanları, çocukları, melekleri, cinleri, şeytanları, diğer hayvan ve kuşları, kısaca göklerde ve yerde, karada ve denizde ne kadar büyük ve küçük canlı var ise, hepsini Arasat meydanında (mahşerde) toplayıp haşredecektir. Herbiri dünyada iken yaptıklarının hesabını görecektir. Haksızlığa uğrayanlar, zulüm yapanlardan haklarını alacaklar, mizan (terazi) kurulup insanların sevabları (iyilikleri) ve günahları (kötülükleri) tartılacak ve mizanda sevabları ağır gelenler Cennete, günahları ağır gelenler ise Cehenneme gönderileceklerdir. Allahın emri ile Cehennem üstünde Sırat köprüsü kurulacak, herkese bu köprüden geçmesi emrolunacaktır. Cennetlik olanlar, köprüden kolayca geçerek, Cennete gideceklerdir. Cehennemlik olanlar, sırattan Cehenneme düşeceklerdir. Şefaat haktır. Tevbesiz ölen müminlerin küçük ve büyük günahlarının affedilmesi için peygamberler, veliler, salihler, melekler ve Allahın izin verdiği kimseler şefaat edecek ve kabul edilecektir. Müminler, ne kadar günahkar olurlarsa olsunlar Cehennemde ebedi kalmayacaklar, sonunda Cennete girecekler, imanlarına hürmeten ebedi olarak Cennette kalacaklardır.