Fırıncıdan ekmek alan kişi nasıl ondalık vermelidir? Terumat maaser ve hallah için yeterli miktarda almalı ve şöyle demelidir: “Burada olanın yüzde biri bu tarafta ondalık olacak ve ona en yakın olan ondalığın geri kalanı olacak. Ondalık verdiğim şey geri kalanı için terumat maaser olacak, geri kalanı hallah olacak ve ikinci ondalık ondalık onun kuzeyinde veya güneyinde olacak ve bu parayla değiştirilecek.”
Terumah ve terumat maaseri birbirinden ayırmak isteyen kişi: Otuz üçte birini almalı ve demeli: Burada bulunanın yüzde biri, bu tarafta kutsal olmayan ürün (hullin) ve geri kalanı tümü için terumah olacaktır. Ve burada bulunan kutsal olmayan ürünün yüz parçası ondalık olacak ve ona yakın olan geri kalanı ondalık olacaktır. Ondalık yaptığım şey onun için terumat maaser olacak. Geriye kalan hallah olacak ve ikinci ondalık onun kuzeyinde veya güneyinde olacak ve bu parayla değiştirilecektir.”
Bir fırıncıdan [ekmek] satın alan kişi, çeşitli kalıplarda olsalar bile, sıcak ekmekten soğuk ekmeğe veya soğuk ekmekten sıcak ekmeğe ondalık verebilir, Haham Meirin sözleri . Haham Judah bunu yasaklıyor, çünkü ben dünün buğdayının bir adamdan, bugünün buğdayının ise başka bir adamdan satın alındığını söylüyorum. Haham Shimon bunu terumat maaser durumunda yasaklıyor, ancak hallah durumunda buna izin veriyor.
Birisi ekmek satıcısından satın aldıysa, her kalıbın onda birini vermelidir [ayrı ayrı], Haham Meirin sözleri . Haham Judah diyor ki: bir kalıptan diğerlerinin hepsi için onda birini verebilir. Ancak Haham Judah, bir tekelciden satın alan birinin her kalıbın onda birini vermesi gerektiğini kabul ediyor [ayrı ayrı].
Fakir bir adamdan satın alan ve benzer şekilde ekmek dilimleri veya incir keki parçaları verilen fakir bir adam, her parçanın onda birini vermelidir. Ancak hurma ve kuru incir durumunda bunları karıştırabilir ve [karışımdan onda birini] alabilir. Haham Judah dedi ki: Bu ne zaman böyledir? Fakir adama verilen [hurma veya kuru incir] miktarı büyük olduğunda; ancak miktar az olduğunda, her birinin onda birini ayrı ayrı vermelidir.
Toptancıdan satın alan ve sonra tekrar ondan satın alan, her ikisi de aynı sepetten ve hatta aynı cinsten gelse bile, birinden diğerine ondalık veremez. Fakat toptancı tüccar, her ikisinin de aynı olandan geldiğini söylerse güvenilir olabilir.
Bir kimse bir tarla sahibinden satın alır ve sonra ondan tekrar satın alırsa, birinden diğerine ondalık verebilir, hatta iki sepetten ve hatta iki kasabadan bile olsa. Bir tarla sahibi, pazarda sebze satıyorsa: onları bahçesinden getirdiğinde, hepsi için birinden ondalık verebilir; fakat [eğer onları] başka bahçelerden getirirse, her bir parça için ayrı ayrı ondalık vermelidir.
İki yerden ondalıksız ürün satın alan kişi, bir partiden diğerine ondalık verebilir. Her ne kadar zaruret hali dışında ondalıksız ürün satılamayacağını söyleseler de.
Bir Yahudiden alınan üründen, bir Yahudi olmayandan alınan ürüne, bir Yahudi olmayandan alınan üründen, bir Yahudi olmayandan alınan ürüne, bir Yahudiden alınan üründen, Samirilerden alınan ürüne ve Samirilerden alınan üründen, [diğer] Samirilerden alınan ürüne ondalık verebilirler. Haham Eliezer, Samirilerden alınan üründen, [diğer] Samirilerden alınan ürüne karşılık [ondalık] verilmesini yasaklar.
Delikli bir saksı toprak gibi kabul edilir. Eğer biri topraktan [yetiştirilen üründen] terumahı delikli bir saksıya, veya delikli bir saksıdan [yetiştirilen üründen] topraktan [yetiştirilen ürüne] verirse, onun terumahı terumahtır. [Delinmemiş] bir saksıdan [yetiştirilen üründen] delinmiş bir saksıya [terumah verdiyse], [bu] terumahtır; fakat geri dönüp tekrar terumah vermesi gerekir. [Delinmemiş] bir saksıya [yetiştirilen üründen] [yetiştirilen üründen] [terumah verdiyse], [bu] terumahtır; fakat önce terumah ve onda birini verene kadar yenemez.
Eğer birisi demainin [ürünlerinden] terumahı demainin [diğer ürünleri] için veya demainin [ürünlerinden] kesinlikle ondalığı ödenmemiş [ürün] için vermişse, [bu] terumah olur, ancak tekrar terumah vermesi gerekir. [Ürünlerden] kesinlikle ondalığı ödenmemiş [ürün] için [terumah vermişse, [bu] terumah olur, ancak önce terumah verip ondalığını verene kadar yenemez.