“… İnsanın cedeli ise her şeyden fazladır” (el-Kehf: 54).
“Kitâb ehli olanlarla en güzel olandan başka bir surette mücâdele etmeyin” (el-Ankebût: 46).
7433 ez-Zuhrî’den (o, şöyle demiştir): Bana Alî ibnu Hüseyin haber verdi, ona da babası Hüseyin ibn Alî (radıyallahü anh) haber verdi; ona da babası Alî ibn Ebî Tâlib (radıyallahü anh) haber verip şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bir gece kendisine ve Rasûlüllah’ın kızı Fâtıma aleyha’s-selâma ziyaret için geldi de, bu ikisine hitaben:
— “Sizler namaz kılmaz mısınız?” buyurdu. (Bu sorusu ile teheccüd kılmayı teşvik ediyordu.)
Alî dedi ki: Ben:
— Yâ Rasûlallah! Nefislerimiz ancak Allah’ın elindedir. Bizi uyandırmak istediği zaman uyandırır! dedim.
Alî O’ na bunu söylediği zaman Rasülullah geri döndü ve Alî’ye hiçbir cevâb vermedi. Sonra Rasûlüllah dönüp giderken Alî O’ ndan, dizini vurarak:
—”Bazen insan ne kadar da çok cidalci oluyor!” (el-Kehf: 54) âyetini söylemekte olduğunu işitmiştir.
Ebû Abdillah el-Buhârî şöyle dedi: Sana geceleyin gelen “Târık”tır. (Işığı ile karanlıkları deldiği için) “en-Necmu’s-sâkibu” (et-Târık: 3) denilir. “et-Târık (Yıldız)”; “es-Sâkıb (Ziya saçan)”dır. Ateş yakacak kimseye emir fiili olarak “Eskıb nârake (Ateşini ziyâlandır)” denilir.