7388 Abdullah ibnu Ebî Muleyke şöyle demiştir: Çok hayırlı iki zât Ebû Bekr ile Omer helak olmaya yaklaşmışlardı: Peygamber’in huzuruna Temîm oğulları hey’eti geldiği zaman, bu ikisinden biri (yani Omer), “Mucâsi’ oğulları’nın kardeşi olan el-Akra ibn Habis et-Teymî el-Hanzalî’yi onlara emîr yap” diye işaret etti. Diğeri de başkasını (yani Ka’kaa ibn Ma’bed ibn Zurâre et-Teymî’yi) emîr yap diye işaret etti. Bunun üzerine Ebû Bekr, Omer’e:
— Sen sırf bana muhalefet etmek istedin! dedi. Omer de:
— Hayır sana muhalefet etmek istemedim, dedi.
Peygamber’in yanında münâkaşa ettiler ve sesleri yükseldi. Bunun üzerine şu âyetler indi: “Ey imân edenler, seslerinizi Peygamber’in sesinden yüksek çıkarmayın. Ona sözle, birbirinize bağırdığınız gibi bağırmayın ki, siz farkına varmadan amelleriniz boşa gider… ” (el-Hucurât: 2-3).
İbnu Muleyke şöyle dedi: Abdullah ibnu’z-Zubeyr şöyle dedi: Artık Omer bu âyetin inmesinden sonra -İbnu’z-Zubeyr bunu, dedesi Ebû Bekr’i kasdederek anasının babasından zikretmedi- Peygamber’le bir hadîs konuştuğu zaman, O’na gizli şeyler söyleyen bir kardeş gibi konuşur, Peygamber anlamak isteyip soruncaya kadar sesini O’na işittirmezdi.