7305-……..ez-Zuhrî şöyle demiştir: Bana Enes ibn Mâlik (radıyallahü anh) haber verdi ki, kendisi Omer ibnu’l-Hattâb’ın minber üzerine oturup da yaptığı ikinci hutbesini işitmiştir: Bu hutbe, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in vefatı gününün ertesinde olmuştu. Omer şehâdet kelimelerini söyledi. Ebû Bekr ise hiç konuşmuyor, susuyordu. Omer şöyle dedi:
— Ben Rasûlüllah’ın yaşayıp da bizim işlerimizi üzerine alıp yazmasını (yahut düşünüp tedbîr etmesini) ümîd ederdim.
Omer bu sözüyle, Peygamberin vefatının kendilerinden sonra olmasını kasdetmektedir.
Omer devamla şöyle dedi:
— Muhammed ölmüş ise, şübhesiz Allahü Taâlâ sizin aranızda bir nûr (yânı Kur’ân) bırakmıştır ki, onunla Allah’ın Muhammed’e hidâyet ettiği doğru yolu bulacaksınız. Şübhesiz Ebû Bekr de Rasûlüllah’ın sahibi ve (mağarada) “İkinin ikincisidir” (et-Tevbe: 40). Hiç şübhe yok ki, o, müslümânlann işlerini üzerine almaya en lâyık kimsedir. (Ey hazır bulunanlar!) Kalkınız ve ona bey’at ediniz! dedi.
Sahâbîlerden bir kısmı bundan önce Sâide oğulları sakîfesinde Ebû Bekr’e bey’at etmişlerdi. Umûmî bey’at ise, sakîfede yapılan bey’at gününün sabahında, minber üzerinde yapılan bu bey’at olmuştu.
ez-Zuhrî, Enes ibn Mâlik’ten söyledi ki; Enes ibn Mâlik, o gün Omer’in Ebû Bekr’e ısrarla “Minbere çık!” deyip durduğunu işitmiş ve nihayet Ebû Bekr minbere çıkınca, insanlar ona umûmî olarak bey’at ettiler, demiştir.