7030 Ebû Hureyre (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Bizler mescidde bulunduğumuz bir sırada Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) yanımıza çıkageldi ve:
— “Yahûdîler’in yurduna yürüyünüz!” diye buyurdu.
Biz de O’nun beraberinde olarak yola çıktık, nihayet Yahûdîler’in içinde Tevrat okudukları Beytu’l-Mıdrâs denilen yerlerine vardık. Peygamber onlara doğru ayağa kalktı ve onlara nida ederek:
— “Ey Yahûdî topluluğu! Müslüman olunuz da selâmette kalınız!” dedi.
Onlar cevaben:
— Yâ Ebâ’l-Kaasım! Sen tebliğ ettin (bizim daha ziyâde Sana ihtiyâcımız yok)! dediler.
Rasûlüllah onlara:
— “Ben ancak bunu (yani benim tebliğ etmiş olduğumu i’tirâf etmenizi) istiyorum”, dedi. Sonra “Müslüman olun ki, selâmette kalasınız!” sözünü ikinci defa söyledi.
Yahûdîler yine:
— Yâ Ebâ’l-Kaasım! Sen bunu tebliğ ettin! dediler. Rasûlüllah onlara:
— “Ben ancak bunu (yani benim teblîğ etmiş olduğumu i’tirâf etmenizi) istiyorum” dedi.
Sonra Rasûlüllah bu tebliğini üçüncü defa olarak tekrar etti de:
— “Kat’î biliniz ki, Arz ancak Allah’a ve Rasûlü’ne âiddir. Ben sizleri bu arazîden çıkarmak istiyorum. Binâenaleyh sizden her kim kendi malından taşıyamıyacağı birşeyi olursa onu satsın. Haberiniz olsun, iyi bilin iz ki, Arz ancak A ilah ‘a ve Rasûlü ‘ne âiddir!” buyurdu.