"Enter"a basıp içeriğe geçin

Buhari 6975

6975 Seleme ibnu’l-Ekvâ (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Bizler Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) ile beraber Hayber gazasına çıktık. Yolda giderken sahâbîlerden bir adam (amcam) Âmir ibnu’l-Ekvâ’a:

— Yâ Âmir! Kısa vezinli şiirlerinden bizlere dinlet! dedi. Bunun üzerine Âmir, recez denilen kısa vezinli şiirlerini tegannî ile okuyarak kaafilenin develerini yollandırdı. Peygamber:

— “Şiir inşâd ederek develeri yollandıran kimdir?” diye sordu.

Sahâbîler:

— Âmir ibnu’l-Ekvâ’dır! Dediler

Peygamber:

— “Allah ona rahmet eylesin!” diye duâ etti.

Sahâbîler:

— Yâ Rasûlallah! Âmir’le bizi faydalandırmak için keşki onu bizlere bağışlasaydın! dediler.

Nihayet Hayber gecesinin sabahında Âmir yaralandı (ve bundan öldü). Bir topluluk:

— Âmir’in ameli bâtıl oldu, o kendini öldürdü! dediler.

Ben Hayber’den döndüğüm sırada onlar hâlâ:

— Âmir’in âmeli bâtıl oldu! diye konuşuyorlardı.

Bunun üzerine ben Peygamber’e geldim ve:

— Ey Allah’ın Peygamberi! Babam, anam Sana feda olsun! Bâzı kimseler Âmir’in gazasının bâtıl ve şehîdliğinin mükâfâtsız olduğunu iddia ettiler! dedim.

Peygamber:

— “Bu iddiada bulunan kimse yalan söylemiştir. Şübhesiz Âmir için iki ecir ve sevâb vardır: Muhakkak ki o bir câhiddir, bir mücâhiddir. Hangi şehidin ecri onun ecrinden daha ziyâde olabilir!” buyurdu.