6772 ibn Şihâb şöyle demiştir: Bana Abdurrahmân ibn Abdillah ibn Ka’b ibn Mâlik haber verdi. Bu Abdullah, babası Ka’b ibn Mâlik’in gözleri görmez olduğu zaman oğulları arasında onun yedicisi idi Abdullah: Ben, babam Ka’b ibn Mâlik (radıyallahü anh)’ten -Tebûk gazvesinde geri kalması kıssası hakkındaki uzun- hadîsini işittim:
” (Savaştan) geri bırakılan (ve haklarındaki hüküm geciken) üç kişiye (tevbelerini kabul etti- Âyet: 106-) yeryüzü bunca genişliğine rağmen, onlara dar gelmiş, vicdanları kendilerini sıktıkça sıkmıştı. Nihayet Allah’tan, yine Allah’tan başka sığınacak hiçbir yer olmadığını anladılar. Sonra Allah onları da eski hâllerine dönsünler diye tevbeye muvaffak buyurdu… ” (et-Tevbe: 118) âyetinin şükrü olmak üzere hadîsinin sonunda:
— (Yâ Rasûlallah!) Allah ve Rasûlü’nün rızâsı yolunda hâlis bir sadaka olmak üzere malımın hepsinden sıyrılıp çıkmam tevbemdendir (yani malımın hepsini sadaka etmek istiyorum), dedi.
Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):
— ” (Hayır!) Malının bir kısmını kendinde tutup alıkoy, bu senin için daha hayırlıdır” buyurdu…