“…Hakîkaten Allah bana hidâyet verseydi herhalde sakınanlardan olurdum… diyeceği gündür” (ez-zumer 57).
6702 el-Berâ ibn Âzib (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Ben Hendek kazma günü Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’i gördüm ki, O bizimle beraber toprak taşıyor ve şu beyitleri söylüyordu:
“Vallahi levlâ’llâhu ma’htedeynâ,
Velâ sumnâ velâ saîleynâ,
Fe enzilen sekîneten aleynâ.
Ve sebbiti’l-akdâme in lâkaynâ,
Ve’l-müşrikûne kad bağav aleyna,
İzâ erâdû fitneten ebeynâ”
(= Vallahi eğer Allah hidâyet etmeseydi, biz kendiliğimizden doğru yolu bulamazdık. Oruç da tutmaz, namaz da kılmazdık. Düşmanlarla karşılaşırsak Sen bizim üzerimize sekînet indir ve ayaklarımızı sabit tut. Müşrikler bize saldırmışlar da bizim çekinmekte olduğumuz fitne ve fesadı îkaa etmek istedikleri zaman, biz dayatmış, kaçmamışızdır.).