6464-…… Bize Enes ibnu Iyâd, Hişâm’dan; o da babası Urve’den; o da Âişe (r.anha)’den şöyle tahdîs etti: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’a sihir yapılmıştı. Hattâ kendisine bâzı işi yapmadığı hâlde yaptım hayâl ettirilirdi. Rasûlüllah, Rabb’ine (tekrar tekrar) duâ etti. Sonra bana:
— ” (Yâ Âişe) Hissettin mi? Fetva istemekte olduğun şey hakkında Allah bana fetva verip bildirmiştir” buyurdu.
Ben Âişe de:
— Yâ Rasûlallah! Bu nedir? diye sordum. Rasûlüllah şöyle anlattı:
— “Bana iki adam geldi. Bunlardan biri başımın yanına, diğeri de ayaklarımın yanına oturdu. Biri arkadaşına:
— Bu zâtın hastalığı nedir? diye sordu. O da:
— Sihir yapılmıştır, diye cevâb verdi. Öbürü:
— Ona kim sihir yapmıştır? dedi. Öteki:
— Lebîd ibnu’l-A’sam! diye cevâb verdi.
— Bu sihir ne ile yapılmıştır? diye sordu. O da:
— Bir tarak, saç sakal tarantısı ve erkek hurmanın kurumuş çiçek kapçığı ile! diye cevâb verdi.
— Nerede yapılmıştır? sorusuna da:
— Zervân da! diye cevâb verdi.”
Zervân, Zurayk oğulları yurdunda bir kuyudur. Âişe dedi ki: Rasûlüllah bâzı sahâbîleriyle o kuyuya gitti. (Ona baktı, üzerinde hurma ağacı vardı.) Sonra dönüp Âişe’ye geldi de:
— ” (Yâ Âişe!) Vallahi kuyunun suyu, içinde kına bekletilmiş gibi kıpkırmızı, kuyunun etrafındaki hurma ağacının uçları şeytânların başları gibidir!” buyurdu.
Âişe dedi ki: Rasûlüllah geldi de ben Âişe’ye o kuyunun hâlinden haber verdi. Ben:
— (Yâ Rasûlallah!) Sen o sihri çıkarıp çözseydin? dedim.
— “Bana gelince, Allah benim şifâmı vermiştir. Ben o sihri çıkarıp da insanlar arasında bir şerri yaymayı istemedim” buyurdu.
İsâ ibn Yûnus ile el-Leys ibn Sa’d, Hişâm’dan; o da babası Urve’den; o da Âişe’den yaptıkları rivayette şu ziyâde vardır: Âişe: Peygamber’e sihir yapılmıştı da O tekrar tekrar duâ etti, dedi ve hadîsi şevketti.