6390 Bize Sufyân ibn Uyeyne tahdîs edip şöyle dedi: Ben Süleyman ibn Ebî Müslim’den işittim; o da Tâvûs’tan; o da İbn Abbâs radıyallahü anhüma’tan ki, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) geceleyin uyanıp kalktığı zaman teheccüd namazı kılar, şu duayı söylerdi:
“Allâhumme lekel-hamdu. Ente nûru’s-semâvâti ve’l-Ardı ve men fîhinne. Ve leke’l-hamdu ente kayyımu’s-semâvâti ve’l Ardı ve men fîhinne. Ve lekel-hamdu. Ente’l-hakku ve va’duke hakkun ve kavluke hakkun ve likaauke hakkun ve’l-cennetu hakkun ve’n-nâru hakkun ve’s-sâatu hakkun. Ve’n-nebiyyûne hakkun ve Mühammedun hakkun. Allâhumme leke eslemtu ve aleyke tevekkeltu ve bike âmentu ve ileyke enebtu ve bike hâsamtu ve ileyke hâkemtu. Fağfir lî mâ kaddemtu ve mâ ahhartu ve mâ esrertu ve mâ a’lentu. Ente’l-mükaddimu ve ente’l-muahhıru. Lâ ilahe illâ ente -ev lâ ilahe ğayruke-. ”
[ = Yâ Allah, hamd Sana mahsûstur. Göklerin, Yer’in ve bunlardaki herkesin nuru Sen’sin! Göklerin, Yer’in ve bunlardaki herkesin kayyımı (yani işlerini tedbîr eden) ancak Sen’sin! Hamd ancak Sana mahsûstur. Hakk Sen’sin. Va’din de haktır, sözün de haktır. Sana kavuşmak da haktır. Cennet de haktır, ateş de haktır. Kıyâmet saati de haktır. Bütün peygamberler de haktır. Muhammed de haktır! Yâ Allah! (Emrini ve nehyini kabul edip) kendimi yalnız Sana teslim ettim. Yalnız Sana güvenip dayandım. Yalnız Sana îmân ettim. Yalnız Sana döndüm. Senin burhanlarına tutunarak düşmanlarla mücâdele ettim. Aramızda yalnız Sen’i hakem kıldım! Evvelden yaptığım, sonradan yapacağım, gizlediğim, açığa çıkardığım bütün günâhlarımı benim lehime mağfiret eyle! Öne geçirici ancak Sen’sin, sona bırakıcı da ancak Sen’sin! (İbâdete lâyık) tanrı yok, yalnız Sen varsın -yahut: Sen’den başka (ibâdete lâyık) hiçbir tanrı yoktur-.].