6234 Bize el-Evzâî haber verip şöyle dedi: Bana İbnu Şihâb, Humeyd ibn Abdirrahmân’dan; o da Ebû Hureyre (radıyallahü anh)’den şöyle tahdîs etti: Bir adam Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’a geldi de:
— Yâ Rasûlallah! Ben helak oldum! dedi. Rasûlüllah:
— “Vayhake (= Yazık sana) ne oldu?” buyurdu. O kimse:
— Ramazânda oruçlu iken eşimin üzerine düştüm (yânı cima yaptım), dedi.
Rasûlüllah:
— “Bir köle âzâd et!” buyurdu. O kimse:
— Köle bedelini bulamam, dedi. Rasûlüllah:
— “Öyleyse iki ay zincirleme oruç tut!” buyurdu. O:
— Buna güç yetiremem, dedi. Rasûlüllah:
— “Öyleyse altmış fakire yemek yedirip doyur!” buyurdu. O:
— (Bunun bedelini de) bulamam, dedi.
O sırada Peygamber’e (hurma yaprağından örülmüş onbeş sâ’ alabilen hurma dolu) bir zenbîl getirildi.
— “Bu hurmayı al da fakirlere sadaka yap” buyurdu. O kimse:
— Yâ Rasûlallah! Ailemden başka fakirler üzerine mi sadaka yapacağım? Nefsim elinde olan Allah’a yemîn ederim ki, Medine’nin iki yanı arasında benden daha ihtiyâçlı bir kimse yoktur, dedi.
Bunun üzerine Peygamber, dişleri meydana çıkıncaya kadar güldü ve:
— “Bunu al (ailene yedir)” buyurdu.
Bu hadîsi ez-Zuhrî’den rivayet etmesinde el-Evzâî’ye Yûnus ibn Yezîd mutâbaat etmiştir. Abdurrahmân ibn Hâlid de ez-Zuhrî’den rivayetinde “Vayhake” yerine “Veyleke” ta’bîrini söylemiştir.