6233 Ebû Saîd el-Hudrî (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) bir gün ganimet taksimi yaparken Temîm oğulları’ndan Zu’l-Huvey-sıra lakablı bir adam:
— Yâ Rasûlallah! Adalet et! dedi. Rasûlüllah:
— “Veyl olsun sana! Ben adalet etmezsem kim adalet eder?” buyurdu.
Bunun üzerine Omer:
— Bana izin ver de şu adamın boynunu vurayım! dedi. Rasûlüllah şöyle buyurdu:
— “Hayır (boynunu vurma) Onun birtakım arkadaşları vardır ki, sizden biriniz onların namazı yanında kendi namazını, onların oruçları yanında kendi orucunu hakîr görür. Onlar okun avdan delip çıkışı gibi dînden çıkarlar. (Avı delip geçen) okun demirine bakılır, onda kan nâmına birşey bulunmaz- Sonra okun ağaç kısmına bakılır, orada da birşey bulunmaz. Sonra okun yelesine -tüyüne- bakılır, orada da birşey bulunmaz. Ok, avın işkenbesi içindeki şeylere ve kana girip çıkmış, fakat onlardan hiçbirşey oka yapışıp kalmamıştır! Onlar, insanlar (müslümânlar) arasında bir ayrılma olduğu zaman ortaya çıkarlar. Onların alâmeti iki elinin birinde kadın memesi gibi yahut öteye beriye gidip gelen bir et parçası gibi birşey bulunan bir adamdır”.
Ebû Saîd şöyle dedi: Ben bunu Peygamber’den işittiğime şehâdet ediyorum. Ve yine şehâdet ediyorum ki, Alî ibn Ebî Tâlib onlarla harbettiği zaman, ben onun maiyyetinde idim. Öldürülenlerin içinde bu hadîste vasfedilen adam arandı. Netîcede Peygamber’in vasfettiği vasıf üzere birisi bulunup getirildi.