5857 Bize İbrâhîm ibn Nâfi’ el-Mahzûmî, el-Hasen ibn Müslim’den; o da Tâvûs’tan tahdîs etti ki, Ebû Hureyre (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) cimri ile sadaka verici cömert kimsenin mesellerini şu iki adamın meselleri gibi beyân etti: “Bu iki adamın üzerinde demirden birer cübbe vardır. Bu cübbe onların ellerini memelerine ve köprücük kemiklerine doğru sıkıştırıp zorlamıştır. Sadaka verici kişi bir sadaka verdiği zaman o cübbe onun bedeninden yayılıp genişler, hattâ onun ayak parmaklarının uçlarını bile kaplar da ayak izlerini siler giderir. Cimri ise bir sadaka vermek kasdettikçe cübbesi daralmaya başlar ve herbir halka, vücûdun kendisine değen yerini yakalayıp (şiddetle) sıkar”.
Ebû Hureyre dedi ki: Ben Rasûlüllah’ı parmağıyle yakasına doğru şöyle diye işaret ederken gördüm. Eğer sen onu cübbesini genişletmeye çalışır, cübbenin de genişlemez olduğunu göreydin (elbette hayret ederdin)!
Tâvûs’un oğlu Abdullah, babasından; o da Ebû Hureyre’den senediyle el-Hasen ibn Müslim’e mutâbaat etti. Ebu’z-Zinâd da el-A’rec’den; o da Ebû Hureyre’den senediyle “İki cübbe” sözüyle rivayette yine el-Hasen ibn Müslim’e mutâbaat etti.
Hanzala da şöyle demiştir: Ben Tâvûs’tan işittim, şöyle diyordu: Ben Ebû Hureyre’den işittim, “İki cübbe” sözünü söylüyordu. Ca’fer ibn Rabîa da el-A’rec’den “İki cünne” yani “İki kalkan” sözünü söylemiştir.