Bu konuda Ümmü Atıyye’den bir hadîs vardır.
5768 Şu’be şöyle dedi: Bana Humeyd ibnu Nâfi’, Zeyneb’den; o da annesi Ümmü Seleme (radıyallahü anha)’den şöyle tahdîs etti: Kocası ölen bir kadının gözleri hastalandı. Yakınları bu kadını Peygamber’e söylediler ve kadının göz hastalığı üzerine korkulmakta olduğundan, Peygamber’e göze sürme çekmeyi de zikrettiler. Bunun üzerine Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem):
— “Yemin olsun ki, siz kadınlardan biriniz (Câhiliyet devrinde kocası öldüğünde) evinin içinde en kötü elbiseleri içinde -yahut: kötü elbiseleri içinde evinin en fena bir tarafında- bir sene beklerdi. Bir sene tamâm olup da yanından bir köpek geçtiği sırada kadın yerden bir deve tezeği (alıp kendi omuzundan arkaya) atardı. Hulâsa bu gözleri hasta olan kadın, kocasının vefatından i’tibâren dört ay on gün (el- Bakara: 239) geçmedikçe, gözlerine sürme çekemez” buyurdu.