Ve Yüce Allah’ın şu kavli:
“Bugün size bütün iyi ve temiz şeyler halâl kılındı. Kendilerine kitâb verilenlerin yiyeceği sizin için halâl olduğu gibi, sizin yiyeceğiniz de onlar için halâldır…” (el-Mâide: 5).
ez-Zuhrî de: Arab Hrıstiyanlar’ın kestiklerinde be’s yoktur. Eğer Allah’tan başkasının adını söyleyerek kestiğini işitirsen, ondan yeme; işitmezsen, onların şirkini bildiği hâlde, Allah bunu halâl kılmıştır, dedi.
Alî’den de ez-Zuhrî’nin sözünün benzeri zikrolunuyor. el-Hasen el-Basrî ile Ibrâhîm en-Nahaî: Sünnet edilmemiş kimsenin kestiğinde de be’s yoktur, demişlerdir. İbn Abbâs:
“Taâmuhum”, “Zebâihuhum” (yânı “Kestikleri”) ma’nâsınadır, demiştir
5566 Abdullah ibn Mugaffel (radıyallahü anh): Biz Hayber kasrını muhasara ediyorduk. Bu sırada bir insan, içinde yağ bulunan bir dağarcık attı. Ben hemen onu almak için fırladım. Arkama dönünce Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’i gördüm de O’ndan utandım, demiştir .