Saîd ibnu’l-Müseyyebr Erkek, Allah yolunda harb ederken saf içinde kaybedildiği zaman karısı bir sene bekler, demiştir. Abdullah ibn Mes’ûd da bir câriye satın aldı ve bir sene (bedelini ödemek için) onun sahibini aradı, fakat onu satanı bulamadı, o kaybolmuştu. Artık İbn Mes’ûd onun bedelini fakirler için çıkardı da ondan fakirlere bir dirhem, iki dirhem vermeğe ve: Yâ Allah! Bunu, onun sahibi adına kabul eyle! demeğe başladı. Ve eğer Fulân çekinirse -yahut gelirse- sevâb banadır, onun bedelini ödemek de benim üzerimedir, dedi. Akabinde İbn Mes’ûd: İşte bulunmuş eşyada ilânını yaptıktan sonra sizler de benim yaptığım gibi yapınız! dedi. İbn Abbas da İbn Mes’ûd’un sözü gibi söyledi. ez-Zuhrî, düşman arazîsinde esîr olmuş kimse hakkında: Mekânı bilinir, karısı evlenmez, malı taksim olunmaz. Onun haberi kesilince, onun hükmü de kaybolmuş kimsenin hükmüdür, demiştir.
5348 Bize Sufyân ibn Uyeyne, Yahya ibn Saîd’den; o da el-Munbais’in âzâdlısı Yezîd’den tahdîs etti: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’e koyun yitiğinin hükmünden sorulduğunda:
— “Sen onu (i’lân etmek üzere) al. Çünkü o senin yahut başka bir mü’min kardeşinin yahut da kurdundur” buyurmuştur.
Peygamber’e deve yitiğinin hükmü soruldu da bu sefer Peygamber öfkelendi ve iki yanağı kızardı, akabinde:
— “Ondan sana ne? Onun gezecek pabucu ve su tulumu berâberindedir. Sahibi ona kavuşuncaya kadar, kendi kendine suyu içer, ağaçları (veya uzun otları) yer” buyurdu.
Peygamber’e yerde bulunmuş şeyin hükmü soruldu. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem):
— “Ağzının bağını ve kabını iyice tanı, sonra onu bir sene i’lân et. Onu tanıyıp bilen kimse gelirse (kendisine verirsin), kimse gelmezse onu kendi malına karıştır” buyurdu.
Sufyân ibn Uyeyne şöyle dedi: Ben Rabîa ibn Ebî Abdirrahmân’a kavuştum da ondan bu hadîsten başka birşey ezberlemedim. Ben kendisine:
— el-Munbais’in âzâdlısı olan Yezîd’in bulunmuş hayvanın işi hakkındaki hadîsine ne dersin (yani bana bu Yezîd’in, bulunmuş hayvan hakkındaki hadîsinden haber ver)! O hadîs Zeyd ibn Hâlid’den midir? diye sordum.
— Evet ondandır, diye cevâb verdi.
Sufyân dedi. ki: Hadîsi bana mürsel olarak tahdîs eden Yahya ibn Saîd şöyle dedi: Ve Rabîa, el-Munbais’in âzâdlısı olan Yezîd’den; o da Zeyd ibn Hâlid’den şeklinde söylüyordu.
Sufyân dedi. ki: Ben Rabîa’ya kavuştum da ona yukarıda geçen (Sen bu Yezîd’in bulunmuş hayvanın işi hakkındaki hadîsine ne dersin?) sorusunu söyledim