"Enter"a basıp içeriğe geçin

Buhari 5143

5143 Sehl ibn Sa’d es-Sâidî (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’a bir kadın geldi de:

— Yâ Rasûlallah! Ben nefsimi Sana hibe etmeye (mehirsiz Sen’inle evlenmeye) geldim, dedi.

Râvî dedi ki: Rasûlüllah kadına baktı, bakışını kadın üzerinde yukarı kaldırdı, aşağıya indirdi, sonra da Rasûlüllah başını eğdi. Kadın, Rasûlüllah’ın kendisi hakkında hiçbir hüküm vermediğini görünce oturdu. Bu sırada sahâbîlerinden bir adam ayağa kalktı da:

— Yâ Rasûlallah! Eğer Sen’in bu kadına bir hacetin yoksa, beni bu kadınla evlendir, dedi.

Rasûlüllah:

— “Yanında mehr verecek birşey var mı?” dedi. O sahâbî:

— Hayır, vallahi yâ Rasûlallah! dedi. Rasûlüllah:

— “Ailenin yanına git de, bak birşey bulacak mısın?” buyurdu. Bunun üzerine o zât gitti, sonra dönüp geldi de:

— Hayır, vallahi, hiçbirşey bulamadım, dedi. Rasûlüllah:

— “Bak, demirden bir yüzük olsun (getir)” buyurdu. Sahâbî dönüp geldi de:

— Hayır, yâ Rasûlallah! Demirden bir halka bile bulamadım. Lâkin şu izârım (belden aşağı ihramım) var -Râvî Sehl: Bu fakîr sahâbînin (izârı üzerine giyecek) ridâsı yoktu, dedi-, bu izârımın yarısı kadının olsun, dedi.

Rasûlüllah:

— “Sen izârınla ne iş yapabilirsin (neye yarar)? Onu sen giyersen kadının üstünde ondan birşey bulunmaz, açıkta kalır; onu kadın giyerse senin üzerinde birşey olmaz (sen çıplak kalırsın)” buyurdu

Bu söz üzerine adamcağız bulunduğu yere oturdu. Nihayet bu oturuşu uzayınca da (ümîdsizce) kalkıp gitti. Rasûlüllah bu zâtın ümîdsizce dönüp gittiğini gördü de, onun çağırılmasını emretti. Adam gelince:

— “Kur’ân’dan ezberinde ne var?” diye sordu. Adam:

— Ezberimde şu sûre var, şu sûre var! diye birtakım sûreleri saydı. Bunun üzerine Rasûlüllah:

— “Sen bu sûreleri ezberinden okuyor musun?” dedi. O zât:

— Evet okuyorum, dedi. Rasûlüllah:

— “Git, Kur’ân ‘dan ezberindeki bu sûrelerle seni bu kadına mâlik kıldım (yani seni onunla evlendirdim)” buyurdu