5038 İbn Şihâb şöyle tahdîs etti: Ona da Enes ibn Mâlik şöyle tahdîs etmiştir: Ermenistan fethinde Suriyeliler’le, Azrebîcân fethinde de Iraklılar’la birlikte harb eden Huzeyfetu’bnu’l-Yemân, bunların Kur’ân’ı çeşitli şekillerde okumalarının kendisine verdiği endîşe üzerine Usmân’ın yanına geldi ve ona:
— Ey Mü’minlerin Emîri, sen, Kur’ân’ı okumakta Yahûdîler’le Hrıstiyanlar’ın kendi kitâblarını okumakta uğradıkları ayrılığa benzer bir ihtilâfa düşmeden evvel bu ümmete yetiş, bu işin icâbına bak, dedi.
Bunun üzerine Usmân, Hafsa’ya haber gönderip:
— Bize Kur’ân’ın yazılı olduğu sahîfeleri gönder de, biz sûreleri Mushaflara nakledelim, sonra da o sahîfeleri tekrar sana iade edelim, dedi.
Bunun üzerine Hafsa muhafaza ettiği Kur’ân’ı Usmân’a gönderdi. Usmân da Zeyd ibn Sabit, Abdullah ibnu’z-Zubeyr, Saîd ibnu’l-Âs ve Abdurrahmân ibnu’l-Hâris ibn Hişâm’dan kurulu istinsah hey’etine emir verdi. Onlar da bu asıl nüshadaki sûreleri Mushaflara istinsah edip naklettiler. Usmân bu istinsah işinin başında, Zeyd’in Medîneli olması yüzünden Kureyşli olan üç kişiye hitaben:
— Sizler Zeyd ibn Sabit ile Kur’ân’dan herhangi birşeyde ihtilâf ettiğiniz zaman, Kur’ân’ı Kureyş lisânı ile yazınız. Çünkü Kur’ân, Kureyş lisânı ile nazil olmuştur, dedi
Onlar da işte böyle yaptılar, nihayet sahîfeleri Mushaflara istinsah edip naklettikleri zaman, Usmân asıl sahîfeleri tekrar Hafsa’ya iade etti.
Hey’et ferdlerinin istinsah ettikleri Mushaflar’dan birer Mushaf’ı da her tarafa gönderdi. Bu gönderdiği (resmî) Mushaflar’ın dışında kalan ve içinde Kur’ân yazılı bulunan her sahîfenin yahut mushafın da yakılmasını emretti