“Sakın taptıklarınızı bırakmayın. Hele Vedd’den, Suvâ’dan, Yegûs’tan, Yeûk’tan ve Nesr’den asla vazgeçmeyin, dediler” (Âyet: 23)
4969 İbnu Cureyc şöyle demiştir: Ve Atâ el-Hurâsânî, İbn Abbâs radıyallahü anhüma’tan olmak üzere şöyle dedi: Nûh kavmindeki vesenler, sonradan Arab kavminde oldu. Vedd putuna gelince; o, Devmetu’l-Cendel’de Kelb kabilesinin idi. Suvâ’ putu, Huzeyl kabilesinin idi. Yeûs, Murad kabilesinin, sonra da Yemen’in Sebe’ şehrinin yanında el-Cevf mevkiinde Gutayf oğulları’nın idi. Yeûk, Yemenli bir kabîle olan Hemdân’ın idi. Nesr de Hımyer’in Zu’l-Kelâ’ hanedânının idi. Bu isimler esasen Nûh kavminden bâzı sâlih adamların isimleridir. Bu iyi kimseler vefat ettikleri zaman şeytân onların mensûb oldukları kavimlerine, bunların adlarına, hayâtlarında oturageldikleri mevki’lere birtakım putlar dikin ve onlara bu adamların isimlerini verin diye (rek onları saptırmıştır). Onlar da putları dikmişler ve bunlara o iyi kimselerin adlarını vermişledir. Bu heykellere ilk zamanlarda ibâdet edilmemiştir. Nihayet bunları dikmiş olan nesiller vefat ettikleri ve bunlarla ilgili bilgiler neshedilip unutulduğu zaman, cehaletle bunlara tapılmıştır