“… Yüklü kadınların iddetleri ise yüklerini koymaları (yani doğurmaları ile biter). Kim Allah’a korunursa O kendisine işinde bir kolaylık verir” “Ulâtu’l-ahmâl”’in vahidi “Zâtu hamlin”dir.
4958 Yahya ibn Kesîr şöyle demiştir: Bana Abdurrahmân ibn Avf in oğlu Ebû Seleme haber verip şöyle dedi: İbn Abbâs’a bir adam geldi, Ebû Hureyre de yanında oturuyordu. O adam İbn Abbâs’a:
— Kocasından kırk gün sonra doğuran bir kadın hakkında bana fetva ver, dedi. İbn Abbâs:
— Bu kadının iddeti iki müddetten (yani vefat iddeti ile haml iddetinden) en uzak olanıdır, dedi.
(Ebû Seleme dedi ki:) Ben “Yüklü kadınların iddetleri ise yüklerini koymalarıdır” âyetini söyledim. Ebû Hureyre de:
— Ben kardeşimin oğlu, yani Ebû Seleme ile beraberim, dedi. Bunun üzerine İbn Abbâs, gulâmı Kureyb’i, Ümmü Seleme’ye gönderip ona sordurdu. Ümmü Seleme de şöyle dedi:
— Subey’a el-Eslemiyye gebe iken kocası öldürüdü. Sonra Subey’a, kocasının ölümünün ardından kırkıncı gecede doğurdu. Ardından kendisiyle evlenilmek üzere tâlib olundu. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) da onu nikâh ettirdi. Ebü Senâbil ibnu Ba’kek de onu isteyenler arasında idi.