Yüce Allah’ın Şu Kavli:
“And olsun ki Yûsuf’un ve kardeşlerinin haberlerinde, soranlar için nice ibretler vardır” (Âyet: 7).
4735- Bana Muhammed (ibn Selâm) tahdîs etti. Bize Abdete ib-nu Süleyman, Abdullah -Ebû Zerr nüshasında: Ubeydullah- el-Umerî’den; o da Saîd ibn Ebî Saîd’den haber verdi ki, Ebû Hureyre (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Rasûlüllah’a:
— İnsanların en kerîmi, en şereflisi kimdir? diye soruldu. O da:
— “Allah katında insanların en kerîmi, en muttaki olanlarıdır” diye cevâb verdi, Sahâbîleri:
— Biz sana insanların dîn ve ahlâkça en şerefli olanını sormuyoruz (soyu yönünden en kerîm olanını soruyoruz), dediler. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):
— “O yönden insanların en kerîmi, Allah’ın peygamberinin oğlu, Allah’ın peygamberinin oğlu, Allah’ın Halil’inin oğlu olan Allah’ın Peygamberi Yûsuf’tur” buyurdu. Sahâbîler yine:
— Biz Sana bunu da sormuyoruz, dediler. Rasûlüllah:
— “Sizler Arab’ın ma’denlerini mi (yani nisbet olunup övünegeldikleri asıllarını, köklerini mi) soruyorsunuz?” deyince, onlar:
— Evet, bunu soruyoruz, dediler. Bunun üzerine Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):
— “Câhiliyet devrinde hayırlı olanlarınız, dîni iyi anladıkları ve amel ettikleri müddetçe İslâm devrinde de hayırlı olanlarınızdır” buyurdu.
Bu hadîsi Ubeydullah el-Umerî’den rivayet etmekte Ebû Usâme Hammâd ibn Usâme, Abdete ibn Süleyman’a mutâbaat etmiştir.