"Enter"a basıp içeriğe geçin

Buhari 4725

“And olsun size kendinizden öyle bir Rasûl gelmiştir ki, sizin sıkıntıya uğramanız ona çok ağır ve güç gelir. Üstünüze çok düşkündür. Mü’minlere cidden şefkatlidir, çok merhametlidir” (Âyet: 128-129).

“Rauf”, “Re’fet” masdarından olup “Çok şefkatli” demektir

4725- Bize Ebû’l-Yemân tahdîs etti. Bize Şuayb haber verdi ki, ez-Zuhrî şöyle demiştir: Bana İbnu’s-Sabbâk şöyle haber verdi: Vahyi yazan kimselerden biri olan Zeyd ibn Sabit el-Ensârî şöyle demiştir: Ebû Bekr, Yemâme’de şehîd olanların ölümü haberini yollayıp beni çağırdı. Yanında Omer de bulunuyordu. Ebû Bekr bana şunları söyledi: Omer bana geldi ve:

– Yemâme gününde insanların öldürülmesi çok şiddetli oldu. Ben diğer harb sahalarında da harbin şiddetli olup Kur’ân hafızlarının şehîd edilmelerinden, bu sebeble de Kur’ân’dan büyükçe bir kısmın zayi’ olup gitmesinden endîşe ediyorum, ancak Kur’ân’ı toplamanız hâlinde bu gitme olmaz. Binâenaleyh ben senin muhakkak Kur’ân’ı toplamanı düşünüyorum, dedi.

Ebû Bekr dedi ki: Ben de Omer’e:

— Rasûlüllah’ın yapmadığı şeyi ben nasıl yaparım? dedim.

Omer:

— Vallahi bu hayırdır, dedi ve bana bu hususta müracaattan vazgeçmedi. Nihayet Allah benim göğsümü bu iş için açtı ve ben de Omer’in düşündüğünü düşündüm.

Zeyd ibn Sabit dedi ki: Omer, onun yanında konuşmadan oturduğu hâlde Ebû Bekr bana hitaben şöyle dedi:

— Şübhesiz sen genç ve akıllı bir adamsın. Biz seni hiçbir kusurla ittihâm etmiyoruz. Sen Rasûlüllah için vahyi yazıyordun. Bu sebeble sen Kur’ân’ı tetebbu’ et ve onu bir araya topla!

Zeyd bu teklife karşı:

– Vallahi eğer bana dağlardan bir dağın nakledilmesini emretmiş olsaydı, o iş benim üzerime Ebû Bekr’in bana emrettiği bu Kur’ân’ı toplama işinden daha ağır olmazdı, dedi.

Zeyd dedi ki: Ben:

— Sizler, Peygamber’in yapmadığı bir işi nasıl yapıyorsunuz? dedim.

Ebû Bekr:

— Allah’a yemîn ederim ki, bu hayırlı bir iştir, dedi.

Ben bu i’tirâzımı tekrar tekrar ona döndürmekte devam ettim. Nihayet Allah, Ebû Bekr’le Omer’in akıllarını yatırdığı ve göğüslerini ferahlandırdığı bu işe benim de aklımı açtı ve gönlümü ferahlandırdı. Bunun üzerine ben kalktım, Kur’ân’ın ardına düşüp gereği gibi araştırdım ve onu yazılı bulunduğu deri parçalarından, kürek kemiklerinden, hurma dallarından ve hafızların ezberlerinden bir yere topladım. Ve et Tevbe Sûresi’nden iki âyeti, Ebû Huzeyme el-Ensârî’nin yanında buldum. O iki âyeti ondan başka kimsenin yanında bulmadım: “And olsun size kendinizden öyle bir Rasûl gelmiştir ki, sizin sıkıntıya uğramanız ona çok ağır ve güç gelir, Üstünüze çok düşkündür. Mü’minlere cidden şefkatlidir, çok merhametlidir” (Âyet:128-129).

Netîcede içlerinde Kur’ân toplanılan bu sahîfeler, Allah kendisini vefat ettirinceye kadar Ebû Bekr’in yanında kaldı. Sonra Allah kendisini vefat ettirinceye kadar Omer’in yanında kaldı. Bundan sonra da Omer’in kızı Hafsa’nın yanında kaldı

Bu hadîsi ez-Zuhrî’den rivayet etmesinde Şuayb’e, Usmân ibnu Omer mutâbaat etti. Ve yine Şuayb’e Leys ibn Sa’d da mutâbaat etti. Bunların ikisi de Yûnus ibn Yezîd’den; o da İbn Şihâb’dan diye rivayet ettiler. Ve el-Leys şöyle dedi: Bana Abdurrahmân ibnu Hâlid, İbn Şihâb’dan tahdîs etti ve: Ebû Huzeyme el-Ensârî’nin beraberinde buldum, dedi.

Ve Mûsâ ibn İsmâîl, İbrâhîm ibn Sa’d’dan söyledi ki, o: Bize İbnu Şihâb “Ebû Huzeyme’nin beraberinde” şeklinde tahdîs etti, demiştir.

Ve Mûsâ ibn İsmail’e İbrâhîm’den rivayet etmesinde Ya’kûb ibn İbrâhîm mutâbaat edip babası İbrâhîm ibn Sa’d’dan, künye ile “Ebû Huzeyme’nin beraberinde” şeklinde rivayet etmiştir.

Ve Ebû Sâmit Muhammed ibn Ubeydillah el-Medenî de şöyle demiştir: Bize İbrâhîm ibn Sa’d tahdîs edip “Huzeyme’nin beraberinde” yahut “Ebû Huzeyme’nin beraberinde” şeklinde şekk ile ve tahkîk ile söylemiştir.