4384-……Alî (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) bir seriyyenin başına Ensâr’dan bir adamı emîr, yani kumandan yapıp gönderdi. Bu zâtın emrindeki mücâhidlere de kumandanlarına itaat etmelerini emretti. Bu kumandan sefer esnasında bir mes’eleden dolayı maiyyetindekilere öfkelendi de:
— Peygamber sizlere bana itaat etmenizi emretmedi mi? diye sordu.
Onlar da:
— Evet, emretti, dediler. Bunun üzerine kumandan:
— Öyleyse benim için odun toplayın! dedi. Mücâhidler odun topladılar. Bu defa da kumandan:
— Odunları ateşleyiniz! emrini verdi. Mücâhidler odunu yakınca da:
— Bu ateşe giriniz! diye emretti.
Bu emir üzerine askerlerin bir kısmı ateşe girmeyi düşündüler. Fakat bâzıları da bunları tutmaya ve:
— Bizler ateşten Peygamber’e kaçıp sığınmış kimseleriz, demeye başladılar.
Onlar bu karşılıklı konuşmaya devam ederlerken nihayet ateş söndü. Kumandanın da öfkesi geçip sâkinleşti. Bu olay Peygamber’e ulaşınca:
— “Eğer mücâhidler ateşe girselerdi, artık kıyâmet gününe kadar ateşten çıkamazlardı. (Çünkü âmire) itaat, ma’kûi ve meşru’ olan emirlerde olur” buyurdu.