4241 Bize Saîd, Katâde’den tahdîs etti. Onlara da Enes (radıyallahü anh) şöyle tahdîs etmiştir: Ukl ve Ureyne kabilelerinden birtakım insanlar Medine’ye Peygamber’in huzuruna geldiler de İslâm kelimesini söylediler, yani tevhidi telâffuz edip İslâm’a girdiklerini açıkladılar. Akabinde:
— Ey Allah’ın Peygamberi! Bizler sürü sâhibleri idik, ekin ve mahsûl sâhibleri değildik, dediler.
Ve Medine’nin havasını sıhhatlerine uygun bulmadılar (da burada ikaamet etmek istemediler). Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) onlara zekât develerinin ve çobanının bulunduğu yere gitmelerini, o develerin içine çıkıp onların sütlerinden ve idrarlarından içmelerini emretti. Onlar oraya gittiler ve onlardan içtiler. Nihayet Harre tarafında bulundukları (sağlıklarına kavuşup semizledikleri ve renkleri kendilerine geldiği) zaman İslâm’a girmelerinin ardından kâfir oldular, Peygamber’in çobanını öldürdüler ve develeri önlerine katıp götürdüler. Bu iş Peygamber’e ulaşınca arkalarından arayıcılar gönderdi. Gönderilen seriyye onları yakalayıp getirdiler. Peygamber onlara kısas yapılmasını emretti. Akabinde o canilerin gözlerini çıkardılar, ellerini kestiler ve kendi hâlleri üzere ölünceye kadar Harre tarafına terkedildiler.
Geçen senedle Katâde: Bundan sonra Peygamber’in sadaka vermeyi teşvik eder ve ölünün vücûd organlarını kesmekten nehyeder olduğu haberi bize ulaştı, demiştir.
Ebû Abdillah el-Buhârî şöyle dedi: Şu’be, Ebân ve Hammâd, Katâde’den yaptıkları rivayette “Ureyne’den birtakım insanlar” şeklinde söylediler. Yahya ibn Ebî Kesîr ile Eyyûb, Ebû Kılâbe’den; o da Enes’ten “Ukl’den birtakım insanlar geldi” diye rivayet ettiler.