“Sonra o kederin ardından Allah üzerinize öyle bir emînlik, öyle bir uyku indirdi ki, o, içinizden bir zümreyi örtüp bürüyordu. Bir zümre de canları sevdasına düşmüştü. Allah’a karşı câhiliyet zannı gibi hakka aykırı bir zann besliyorlar ve: ‘Bu işten bize ne?’ diyorlardı. ‘Bütün iş Allah’ndır!’de.
Onlar sana açıklayamayacaklarını içlerinde saklıyorlar ve: ‘Bize bu işten birşey (bir pay) olsaydı burada öldürülmezdik’ diyorlardı. Onlara şöyle de: ‘Siz evlerinizde olsaydınız bile, üzerlerine öldürülmesi yazılmış olanlar yine muhakkak yatacakları (öldürülecekleri) yerlere çıkıp gideceklerdi. (Allah bunu) göğüslerinizin içindekini yoklamak, yüreklerinizdekini temizlemek için yaptı. Allah, sinelerdeki özü hakkıyle bilendir” (Âlu İmrân: 154)
4117- Ve bana Halîfe ibnu Hayyât söyledi: Bize Yezîd ibnu Zuray’ tahdîs etti: Bize Saîd ibn Ebî Arûbe, Katâde’den; o da Enes’ten tahdîs etti ki, Ebû Talha (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Ben, Uhud günü kendisini uyku bürüyen kimseler içinde idim. Birkaç defa elimden kılıcım düşünceye kadar uykuya dalmıştım. Kılıcım düşerdi, ben de onu alırdım, Tekrar düşerdi, ben yine alırdım.