4084- ez-Zuhrî dedi ki: Ben Mâlik ibn Evs’in rivayet ettiği bu uzun Omer hadîsini, Urve’ye tahdîs ettim. Urve; Mâlik ibn Evs doğru söylemiştir, diye tasdîk etti. Sonra şöyle dedi: Ben Peygamber’in zevcesi Âişe’den işittim, o şöyle diyordu: Peygamber’in kadınları Usmân’ı Ebû Bekr’e gönderip, Allah’ın kendi Rasûlü’ne tahsîs ettiği hurmalıklardan sümün (sekizde bir) hisselerini istiyorlardı. Ben de onları karşılayarak kendilerine:
— Allah’tan sakınmaz mısınız? Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): “Biz vâris olunmayız. Bizim bıraktığımız her mal sadakadır (mülkiyeti Beytu’l-mâle âid vakıftır)” derdi. Bu sözle Rasûlüllah kendisini kasdederek: “Ancak Muhammed’in ailesi bu mal (ın gelirin)dan istifâde edebilir” buyurdu, dedim. Ve Peygamber’in kadınlarının müracaatı, benim kendilerine vâki’ olan bu haber vermem üzerine sona erdi.
Urve dedi ki: Bu sadaka olan hurmalık Alî’nin eline geçti. Abbâs’ı müdâhaleden men’ edip ona galebe etti. Sonra sırasıyle Hasen ibn Alî, sonra Hüseyin ibn Alî, sonra Alî ibn Hüseyin ve Hasen ibn Hasen’in ellerine geçti. Alî ibn Hasen ile Hasen ibn Hasen ona nevbetle tasarruf ediyorlardı. Sonra Zeyd ibn Hasen’in eline, yânı idaresine geçti. Hakîkaten bu mal Rasûlüllah’ın sadakası olarak idare olundu.