3846 Hişâm ibn Zeyd şöyle demiştir: Ben Enes ibn Mâlik (radıyallahü anh)’ten işittim, şöyle diyordu: (Peygamber’in ölüm hastalığı sırasında) Ebû Bekr ile Abbâs (radıyallahü anh), Ensâr toplantılarından bir meclise uğramışlardı. Ensâr orada ağlıyorlardı. Ebû Bekr veya Abbâs:
— Sizleri ağlatan nedir? Diye sordu. Ensâr:
— Peygamber’in bizimle beraber oturduğu zamanı hatırlayıp zikrettik (O’nu kaybedeceğimiz korkusuyla ağlıyoruz), dediler.
Ebû Bekr yahut Abbâs, Peygamber’in yanına girdi ve O’na, Ensâr’ın bu üzüntülerini haber verdi.
Enes dedi ki: Bunun üzerine Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) başına bir kumaş kenârıyle bir çatkı çatmış olduğu hâlde mescide çıkıp minber üzerine yükseldi. Peygamber bu günden sonra bir daha minbere çıkmadı. Peygamber Allah’a hamd ve sena ettikten sonra:
— ” (Sahâbîlerim!) Sizlere Ensâr’ı (onlara iyi muamele etmenizi) vasiyet ederim. Çünkü onlar benim cemâatim, sırdaşlarım, eminlerimdir. Onlar üzerlerine düşen yardım vazifesini yerine getirdiler. Şimdi (vazife karşılığındaki) hakları kalmıştır. Şu hâlde siz Ensâr’ın iyilik edenlerinden iyiliklerini kabul edin, (haddlerin dışında) kötülük edenlerin kusurlarından da vazgeçin (yânı affedin)” buyurdu.