3317 Bize Ma’mer, ez-Zuhrî den; o da Alî ibn Hüseyin’den haber verdi ki, Safiyye ibnetu Huyeyy (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) mescidde i’tikâf yapıyordu. Ben geceleyin O’na ziyaret etmek üzere geldim. Bir süre O’nunla konuştuktan sonra kalktım ve geri döndüm. Rasûlüllah da beni geçirmek için benimle beraber kalktı. Safiyye’nin meskeni Usâme ibn Zeyd’in yurdunda idi. Bu sırada Ensâr’dan iki kimse oradan geçti. Bunlar Peygamber’i (bir kadınla) görünce çabuk davrandılar. Peygamber:
— “Acele etmeyiniz, durunuz! Yanımdaki kadın Safiyye bintu Huyeyy’dir” buyurdu.
O iki Ensârî de:
— Subhânallahi yâ Rasûlallah! Biz Allah’ı tesbîh ve tenzih ederiz, dediler.
Rasûlüllah:
— “Şübhesiz ki, şeytân insan bedeninde kanın akışı gibi akar. Ben sizin temiz gönüllerinize şeytânın bir kötülük – yahut: şübheye düşürecek birşey- atmasından endîşe ettim” buyurdu.