3303 Bize Sufyân ibn Uyeyne, el-A’meş’ten tahdîs etti ki, Ebû Vâil şöyle demiştir: Usâme ibn Zeyd’e:
— Fulân’a (yânı Usmân ibn Affân’a) gitsen de halk arasındaki fitneyi onunla konuşsan (ve fitneyi gidermeye çalışsan), denildi.
Usâme cevaben:
— Şübhesiz siz beni Osmân’a söylemiyorum sanırsınız. Ona gizlice verdiğim öğütleri size duyuracak mıyım? Ben onunla açık söyleyip de bir fitne kapısı açmaksızın gizlice konuşurum ve ben o kapıyı açan ilk kişi olmam. Hem ben Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’tan işittiğim bir sözden sonra bir kişi hakkında o üzerimde emîr olduğundan dolayı: “Bu adam insanların hayırlısıdır!” demem, dedi.
Orada bulunan sahâbîler:
— Sen Rasûlüllah’tan ne söylerken işittin? diye sordular. Usâme şöyle dedi:»
— Ben Rasûlüllah’tan şöyle buyururken işittim: “Kıyâmet gününde bir kişi getirilir, cehennemin içine atılır da cehennemde onun barsakları derhâl karnından dışarı çıkar. Sonra o kişi (barsakları etrafında) değirmen eşeğinin değirmende dönüşü gibi döner. Bunun üzerine cehennem ahâlîsi o kişinin başına toplanırlar da:
— Ey Fulân! Senin hâlin nedir? Sen bize (dünyâda) iyilikle emreder ve bizleri kötülükten nehyeder değil miydin? Derler. O da;
— (Evet) ben size iyilikle emrederdim, fakat onu kendim yapmazdım. Yine ben sizleri kötülükten nehyederdim de onu kendim işlerdim, diye cevâb verir”.
Bu hadîsi Gunder -ki o, Muhammed ibn Ca’fer’dir-, Şu’be ibnu’l-Haccâc’dan; o da el-A’meş ibn Süleyman’dan olmak üzere rivayet etmiştir.