3242 Âişe (r.anha) şöyle demiştir: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) gökyüzünde yağışlı sanılan bir bulut görünce ona karşı durur, geri döner (evimizin içine) girer, çıkardı. Ve (bu karanlık buluttan ümmete bir âfet erişmesinden endîşe ederek) yüzü (nün rengi) değişirdi. Gök yağmur yağdırınca da Peygamber’den bu endîşe açılır giderdi. Âişe bunun sebebini Peygamber’den öğrenmek istedi. Bunun üzerine Peygamber şöyle buyurdu: “Ne bileyim? Belki bu kara bulut bir kavmin dediği gibi (bir azâb) olur (Kur’ân’da şöyle hikâye olunmuştur): Artık vaktâ ki onu, vadilerine doğru gelen bir bulut hâlinde görmüşlerdi. Dediler ki: Bu, bize yağmur verici buluttur. (Hûd:) Hayır, bu çarçabuk gelmesini istediğiniz şeydir; bir rüzgârdır ki, onda elem verici bir azâb vardır. O, Rabb’imin emriyle her şeyi helak edecektir (dedi). İşte onlar o hâle geldiler ki, meskenlerinden başka birşey görünmez oldu. İşte günahkârlar güruhunu biz böyle cezalandırırız” (el-Ahkaaf: 24-25).