a. “O, ilkin mahlûku yaratıp sonra onu (öldürdükten ve tekrar dirilttikten sonra) iade edecek olandır ki, bu, O’na göre pek kolaydır. Göklerde ve yerde en yüce sıfat O’nun. O, yegâne gâlib, yegâne hüküm ve hikmet sâhibidir” (er-Rûm: 27).
er-Rabî’ ibnu Huseym ile el-Hasen: Hepsi Allah’a kolaydır, demişlerdir.
“Heynun” ve “Heyyinun “; “Leyn-Leyyin”, “Meyt-Meyyit”, “Dayk-Dayyık” kelimeleri gibi şeddeli ve şeddesizdir.
b. “Ya biz ilk yaratışta acz mi gösterdik (ki diriltmekten âciz olalım)? Hayır, onlar bu yeni yaratıştan şüphe içindedirler” (Kaaf: 15).
c. “… O sizi daha topraktan yarattığı zaman ve siz henüz analarınızın karınlarında döller hâlinde olduğunuz sırada sizi (ne olduğunuzu) çok iyi bilendir. Bunun için kendinizi (beğenip) temize çıkarmayın. O (fenalıktan) sakınan kimdir çok iyi bilendir” (en-Necm: 32).
d. “And olsun ki, biz gökleri, yeri ve ikisi arasında bulunan herşeyi altı günde yaratmışızdır. Bize hiçbir yorgunluk dokunmamıştır” (Kaaf: 38).
e. “Halbuki O, sizi hakikat türlü türlü tavırlarla (hâllerle) yaratmıştır. Görmediniz mi, Allah yedi göğü birbiriyle ahenkli olarak nasıl yaratmış? Onlarda Ay’ı bir nur yapmış, Güneş’i de bir kandil (olarak) asmıştır.
Allah sizi Yer’den ot gibi bitirdi. Sonra sizi yine onun içine döndürecek. Sizi (yeni) bir çıkarışla (tekrar) çıkaracak. Allah Yeri sizin için bir döşek yapmıştır, onun geniş yollarında gezip dolaşınız diye” (Nûh: 14-20).
Luğûb= Yorgunluk; Etvâran= Tavır tavır, yani şu tavırda, şu tavırda; Ada tavkahû: Mikdârını geçti, demektir
3226 İmrân ibn Husayn (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Peygamber’e Temim oğullarından bir cemâat geldi. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) onlara:
— “Ey Temîm oğulları! Müjdelenin, sevinin!” buyurdu. Onlar:
— Sen bizi müjdeledin. Bize (Beytu’l-Mâl’den dünyalık) atıyye de ver! Dediler.
Onların bu hâline üzüldüğünden dolayı Peygamber’in yüzü değişti. Bu sırada Peygamber’in yanına Yemen ehli olan Eş’arî’ler geldi. Peygamber onlara da:
— “Ey Yemenliler! Temîm oğullarının kabul etmek istemedikleri o hayır ve saadet müjdesini sizler kabul ediniz!” buyurdu. Yemenli Eş’arîler de:
— Kabul ettik (esasen huzuruna biz bunun için geldik), dediler. Bunun üzerine Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) mahlûkların ve Arş’ın yaratılış başlangıcını tahdîs edip anlatmaya başladı. Tam bu sırada bir kişi geldi de:
— Yâ îmrân! Binek deven bağından sıyrılıp kaçtı, dedi. (Ben de deveme bakmak için kalktım.) Keşke (Peygamber’in meclisinden) kalkmasaydım (da O’nun sözlerini işitseydim, demiştir).