3173 Câbir (radıyallahü anh) şöyle demiştir. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): “Bahreyn malının gelmesi gerçekleşirse, muhakkak sana şöyle şöyle şöyle veririm” buyurdu. Peygamber’in ruhu alınıncaya kadar Bahreyn malı gelmedi. Bahreyn malı geldiği zaman Ebû Bekr bir münâdîye emretti, o da:
— Her kimin Rasûlüllah’ın yanında bir alacağı veya yapılmış bir va’di varsa bize gelsin! diye ilân etti. Bunun üzerine ben Ebû Bekr’e gittim ve:
— Rasûlüllah bana “Şöyle şöyle… Veririm” buyurdu, dedim.
Ebû Bekr benim için üç avuç avuçladı. Bunu anlatırken râvî Sufyân ibn Uyeyne iki avucunu bir yere getirerek avuçlamaya başladı da, sonra bize hitaben: İşte bize İbnu’l-Munkedir böyle söyledi, dedi. Sufyân bir kerre de Câbir’in şöyle dediğini söyledi: Bunun üzerine ben Ebû Bekr’e geldim ve kendisinden alacağımı istedim. Fakat o bana vermedi. Sonra yine geldim, o yine bana vermedi. Sonra üçüncü defa geldim ve:
— Senden istedim, fakat sen bana vermedin. Sonra senden yine istedim, sen yine vermedin. Sonra senden istedim, sen yine vermedin. Artık ya bana verirsin, ya da benim tarafımdan cimri olursun, dedim.
Ebû Bekr şöyle dedi:
— Benim üzerime cimrilik nisbet edersin, dedim. Birinci defada vermekten seni ancak sana vermek isteyerek men’ ettim.
Sufyân dedi ki: Ve bize Amr ibn Dînâr, Muhammed ibn Alî’den tahdîs etti ki, Câbir şöyle demiştir: Ebû Bekr benim için bir avuç avuçladı da: Bunu say, dedi. Beri onu saydım ve beş yüz aded buldum. Ebû Bekr: Bunun (mislini) iki kerre daha al, buyurdu.
Sufyân dedi ki: İbnu’l-Munkedir’i kastederek o: Cimrilikten daha kötü hangi hastalık vardır? Dedi.