3172 Ebû Mûsâ el-Eş’arî (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Biz Eş’arîler Yemen’de iken Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in çıkışı ve Medine’ye hicret edişi haberi bize erişti. Biz de ben ve iki kardeşim ki, biri Ebû Burde, diğeri de Ebû Ruhm’dür; ben kardeşlerimin en küçüğü idim- kavmimiz Eş’arîler’den (Râvî: Ya elli bu kadar dedi veya şöyle söyledi:) elli üç yahut elli iki kişi içinde Peygamber’in tarafına muhacirler olarak Yemen’den çıktık. Biz bir gemiye bindik. Fakat (havanın muhalefetiyle) gemimiz bizleri Habeş hükümdarı Necâşî’nin memleketi sahiline bıraktı. Orada Ca’fer ibn Ebî Tâlib ile yanındaki arkadaşlarıyla karşılaştık. Ca’fer:
— Rasûlüllah bizleri buraya gönderdi ve bizim burada ikaamet etmemizi emretti. Sizler de bizim beraberimizde ikaamet ediniz, dedi.
Bunun üzerine biz de Ca’fer’in beraberinde Habeşistan’da ikaamet ettik. Nihayet hepimiz beraberce Medine’ye geldik. Ve Peygamber’e Hayber’i fethettiği sırada kavuştuk. Rasûlüllah bizlere pay ayırdı (yahut râvî: Rasûlüllah o ganimetten bizlere de verdi, demiştir). Halbuki Rasûlüllah Hayber fethinden gâib olan hiçbir kimseye Hayber ganimetinden bir şey ayırmadı, ganimeti ancak beraberinde hazır bulunanlara ayırdı. Bu esâstan Cafer’in maiyyetinde olarak bizim gemimizle gelenleri ve Ca’fer’in arkadaşlarını müstesna tuttu da Hayber’de hazır bulunanlarla beraber onlara da pay ayırdı.