Omer ibnu’l-Hattâb da: ” Allahım! Rasûlü’nün beldesinde beni şehîd olmakla rızıklandır!” demiştir.
2827 İshâk, Enes (radıyallahü anh)’ten şöyle derken işitmiştir: Rasûlüllah, teyzem Ümmü Haram bintu Milhân’ın yanına girerdi de, o kendisine yemek yedirir idi. O sırada Ümmü Haram Ubâde ibnu’s-Sâmit’in nikâhı altında idi. Yine bir gün Rasûlüllah, Ümmü Harâm’ın ziyaretine geldi. Teyzem O’na yemek ikram etti ve Rasûlüllah’ın başını tarayıp temizledi. Akabinde Rasûlüllah bir müddet uyudu. Sonra gülerek uyandı. Ümmü Haram dedi ki: Ben:
— Yâ Rasûlallah! Seni güldüren nedir? diye sordum. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):
— “Bana ru’yâmda ümmetimden bir takım insanlar şu engin deniz üstünde tahtları üzerine kurulmuş hükümdarlar hâlinde- yahut: hükümdarların tahtlarına kuruldukları gibi- gemilere kurulmuşlar da ihtişamla Allah yolunda deniz harbine giderlerken gösterildiler. – Râvî İshâk ta’bîrde şekk edip böyle terdîdli söyledi- de ona gülüyorum” buyurdu.
Ümmü Haram dedi ki: Ben:
— Yâ Rasûlallah! Beni de o deniz gazilerinden kılması için Allah’a duâ ediver! dedim. Rasûlüllah Ümmü Haram için duâ etti. Sonra Rasûlüllah başını yastığa koyup bir müddet daha uyudu. Sonra yine gülerek uyandı. Ben yine:
— Yâ Rasûlallah! Seni güldüren nedir? Diye sordum. Rasûlüllah bu defa da evvelkinde söylediği gibi:
— “Ümmetimden yine bir takım insanlar bana meliklerin tahtlarına kuruldukları gibi (kara nakil vâsıtaları üstünde) debdebeli bir kaafile hâlinde Allah yolunda gazaya gider hâlde gösterildi” buyurdu. Ümmü Haram dedi ki: Ben:
— Yâ Rasûlallah! Beni de (karadaki) o mücâhidlerden kılması için Allah’a duâ ediver! dedim. Rasûlüllah:
— “Sen birincilerden (yani deniz gazilerinden)” buyurdu. (Enes ibn Mâlik dedi ki:) Hakîkaten Ümmü Haram, Muâviye ibn Ebî Sufyân’ın Şâm Valiliği zamanında ve onun kumandasında tertîb edilen bir deniz gazasında gemiye bindi ve denizden karaya çıktığı zaman bindiği hayvanından düştü de gaza yolunda şehîden vefat etti.