el-Hurneydî Abdullah bu hükme kaail oldu Nitekim Peygamber’in müezzini olan Bilâl, Peygamber’in Fetih Yılı’nda Ka’be’nin içinde namaz kıldığını haber verdi. Fadl ibnu Abbâs ise Peygamber’in Ka’be’nin içinde namaz kılmadığını söyledi. İnsanlar Bilâl’ın şehâdetini aldılar.
Eğer iki şâhid, fulân kimsenin fulân kimse üzerinde bin dirhem alacağı var diye şâhidlik yaparlar, diğer iki şâhid de bin beşyüz dirhem alacağı var diye şâhidlik yaparlarsa, hüküm yine böyledir: Ziyâde olanla hüküm verilir.
2679 Bana Abdullah ibnu Ebî Muleyke, Ukbe ibnu’l-Hâris’ten haber verdi ki, Ukbe ibnu’l-Hâris el-Kuraşî (radıyallahü anh), Ebû İhâb ibnu Azîz’in kızı ile evlenmişti. Derken yanına bir kadın gelip:
— Ukbe’ye de, evlendiği kadına da ben süt emzirdim, dedi. Ukbe de ona:
— Senin beni emzirdiğini bilmiyorum ve sen evvelce bunu bana haber de vermedin, dedi. Ve Ukbe, Ebû İhâb ailesine bir haberci yolladı da bu kadının sözünden onlara sordurdu. Onlar:
— Biz o kadının bizim kızımızı emzirdiğini bilmiyoruz, dediler. Bunun üzerine Ukbe hayvanına binip Medine’ye Peygamber’in yanına gitti ve Peygamber’den bu vak’adaki hükmü sordu. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):
— “Nasıl olur? Bir kerre bu söz söylenmiş bulundu” buyurdu (yani bu söz söylendiği hâlde, sen bu kadına nasıl yaklaşırsın? Buyurdu). Bunun üzerine Ukbe, o kadından ayrıldı ve o kadın da başka bir kocaya vardı