2602 Âişe (r.anha) şöyle dedi: Berîre geldi ve:
— Ben sâhiblerimle her bir yılda bir ûkıyye vermek şartıyle dokuz ûkıyye üzerine hürriyetimi satın alma yazışması (mukavelesi) yaptım; bu sebeple bana yardım et, dedi.
Âişe, Berîre’ye hitaben:
— Eğer sâhiblerin, velâ hakkı benim olmak üzere, benim bu bedeli kendilerine bir defada peşin olarak vermemi ve seni hürriyete kavuşturmamı isterlerse, öyle yaparım, dedi. Berîre sahihlerine gitti (teklifi bildirdi). Onlar bunu Berîre’ye karşı kabul etmediler. Berîre, Âişe’ye gelip şöyle dedi:
— Ben bu teklîfi onlara arz ettim. Onlar velâ hakkı kendilerine âid olmadıkça kabul etmemekte direttiler, dedi.
(Âişe dedi ki:) Rasûlüllah bunu işitti de benden sordu. Ben de kendisine haber verdim. Bunun üzerine Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bana:
— “Velâyı onlara şart ederek Berîre’yi (satın) al ve hürriyete kavuştur. Çünkü velâ, ancak hürriyete kavuşturana âiddir” buyurdu.
Âişe dedi ki: Akabinde Rasûlüllah insanlar içinde ayağa kalktı. Allah’a hamd edip sena eyledi. Sonra “Amma ba’du”deyip şunları söyledi:
— “Sizden bir takım adamlara ne oluyor ki, onlar Allah’ın Kitâbı’nda olmayan bir takım şartları şart kılıyorlar! Allah’ın Kitabında bulunmayan (ona muhalif olan) herhangi bir şart, yüz defa şart kılınmış olsa da, o bâtıldır; hükümsüzdür, Allah’ın hükmü uyulmaya (ona aykırı olan şartlardan) daha haklıdır ve Allah’ın şartı en sağlamdır. Sizden bir takım adamlara ne oluyor ki, onlardan herhangi biri: Yâ Fulân! Velâ benim olmak üzere âzâd eyle, diyor? Hiç şüphesiz velâ hakkı, hürriyete kavuşturanındır”‘.