“Artık cumua namazı kılınınca yeryüzüne dağılın. Allah’ın fadlından nasîb arayın. Allah’ı çok zikredin. Tâ ki umduğunuza kavuşasınız. Onlar bir ticâret yahut bir oyun bir eğlence gördükleri zaman ona yönelip dağıldılar. Seni ayakta bıraktılar. De ki: Allah nezdindeki (sevab), eğlenceden de, ticâretten de hayırlıdır. Allah, rızk verenlerin en hayırlısıdır”. (el-Cumua: 9-11)
“Ey îmân edenler, birbirinizin mallarını aranızda haram sebeblerle yemeyin. Meğerki o mallar sizden karşılıklı bir rızâdan doğan bir ticâret malı olsun…” (en-Nîsâ: 29)
2086 Bize Şuayb, ez-Zuhrî’den tahdîs etti. O şöyle demiştir:
Bana Saîd ibnu’l-Müseyyeb ve Ebû Seleme ibnu Abdirrahmân tahdîs ettiler ki, Ebû Hureyre (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Sizler; Ebû Hureyre, Rasûlüllah’tan hadîs rivayetini çok yapıyor diyorsunuz ve yine sizler: Muhâcirler’in ve Ensâr’ın hâlleri nedir ki bunlar Rasûlüllah’tan Ebû Hureyre’nin hadîs rivayet edişi gibi hadîs rivayet etmiyorlar, diyorsunuz. Şu muhakkak ki muhacir kardeşlerimiz çarşılarda alış-veriş etmekle meşgul idiler. Ben ise karın tokluğuna karşılık Rasûlüllah’tan hiç ayrılmaz, dâima O’nunla beraber olurdum. Bunun için onların bulunmadıkları zaman ben hâzır bulunur, onlar unuttuklarında ben hafızamda tutar ezberlerdim. Ensâr’dan olan kardeşlerimi de mallarındaki çalışmaları meşgul ediyordu. Ben ise Suffa fakirlerinden olan fakır bir kişi idim. Diğer sahâbîler hadîsleri unuturlarken, ben ezberimde tutar bellerdim. Muhakkak Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) söylemekte bulunduğu bir hadîs hakkında: “Ben şu makaalemi bitirinceye kadar elbisesini yayacak; sonra da elbisesini kendine doğru toplayacak her kişi elbette benim söyleyeceğim sözleri kesin olarak ezberleyecektir” buyurmuştu. Bunun için ben hemen üzerimdeki renkli bezi Rasûlüllah o makaalesini bitirinceye kadar yaydım, akabinde o bezi göğsüme doğru topladım. Artık sonra Rasûlüllah’ın bu konuşmalarından hiçbirşeyi unutmadım.