1992 Abdullah ibn Ebî Evfâ (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Biz, bir seferde Rasûlüllah’ın beraberinde idik, kendisi oruçlu hâldeydi. Güneş battığı zaman, topluluktan bir kimseye hitaben:
— “Yâ Fulân! Kalk da bizlere sevîk bulamacı yap!” buyurdu.
O zât:
— Yâ Rasûlallah, keşki biraz daha geceye girseydin! dedi. Rasûlüllah:
— “İn ve bizler için sevîk karıştır!” buyurdu. O kişi:
— Yâ Rasûlallah, biraz daha geceye girseydin! dedi. Rasûlüllah:
— “İn ve bizler için sevîk karıştır!” buyurdu. O kişi:
— Gündüz (yani aydınlık) henüz üzerindedir! dedi. Rasûlüllah:
— “İn ve bizler için sevîk karıştır!” buyurdu.
Bunun üzerine o zât bineğinden indi de, kendileri için sevîk bulamacı karıştırdı. Peygamber ondan içti ve sonra:
— “Geceyi şu doğu tarafından yönelip gelmiş gördüğünüz zaman işte bu ân, oruçlunun iftar etme vaktidir” buyurdu.