1823 Ebû Mûsâ (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Ben (Yemen’den Mekke’ye), Peygamber’in yanına geldim. Peygamber Mekke’nin Bathâ’sında devesini çökertmiş (yani burada konaklamış) hâldeydi. Peygamber bana:
— “Hacca niyet ettin mi?” diye sordu.
Ben:
— Evet (niyet ettim), dedim. Peygamber:
— “Hangi nevi’ hacc ile ihrama girip telbiye ettin?” dedi.
— Peygamber’in ihrâmlanması gibi ihrama girmekle Lebbeyk okudum, dedim.
Peygamber:
— “Güzel yaptın! Sen Beyt’i tavaf et, Safa ile Merve arasını da sa’y et, sonra da ihramından çık!” buyurdu. (Benim beraberimde kurbanlığım yoktu.)
Ben Beyt’i tavaf ve Safa ile Merve arasını sa’y ettim. Sonra (ihramdan çıkıp) Kays’tan bir kadına geldim. Kadın başımı tarayıp ayıkladı. Sonra terviye günü niyetiyle ihrama girip telbiye ettim.
Artık ben hacc fiillerini soranlara hep böyle fetva verir oldum. Nihayet Omer’in halifelik zamanı olunca, O:
— Allah’ın Kitâbı’nı alırsak, o bizlere: “Haccı da, umreyi de Allah için tam yapın… ” (el-Bakara: 196) diye tamamlamakla emrediyor. Eğer Peygamber’in sözünü alırsak, şüphesiz Peygamber de kurbanı yerine ulaşıncaya yani kesilinceye kadar ihramdan çıkmamıştır, dedi.