"Enter"a basıp içeriğe geçin

Buhari 1813

1813 Atâ şöyle demiştir: Bana Câbir ibnu Abdillah (radıyallahü anh) şöyle tahdîs etti: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) ve sahâbîleri hacc niyetiyle ihrama girip telbiye ettiler. İhrama girdiklerinde Peygamber ile Talha’dan başka kimsenin beraberinde kurbân yoktu. Bir de Yemen’den gelmiş olan Alî’nin beraberinde kurbanlık hayvan vardı. Alî: Ben Rasûlüllah’ın ihrama girdiği gibi ihrama girip telbiye ettim, demişti. (Mekke’ye geldiğimizde) Rasûlüllah, sahâbîlerine: (İhrama girerken niyet ettikleri) haccı umreye çevirmelerine, Ka’be’yi tavaf etmelerine, sonra saçlarını kısaltmalarına ve ihramdan çıkmalarına izin verdi. Yalnız beraberinde kurbân bulunanların ihramdan çıkmamalarını emretti. (Haccı umreye çevirmeye me’mûr olan sahâbîler bu hâle taaccüb ederek:)

— Biz, cinsiyet âletlerimiz menî damlatır hâlde Minâ’ya gideceğiz (de Rasûlüllah ihrâmlı kalacak)! Dediler.

Sahâbîlerin bu sözü Peygamber’e ulaşınca:

— “Hacc aylarında umrenin cevazını şimdi bildiğim gibi ihrama girerken de bilmiş olaydım, kurbanlık sevk etmezdim. Ve yanımda kurbânım olmasaydı, şimdi ben de sizin gibi ihramdan çıkardım ” buyurdu.

Âişe de hayz oldu. Âişe bu hâlinde hacc menseklerinin hepsini yerine getirdi, yalnız Beyt’i tavaf etmedi. Râvî dedi ki: Temizlenince Beyt’i tavaf etti. Akabinde:

— Yâ Rasûlallah! Sizler bir umre ve bir hacc ile gideceksiniz de, ben bir hacc ile mi gideceğim? dedi.

Rasûlüllah, Ebû Bekr’in oğlu Abdurrahmân’a: Âişe’nin beraberinde Ten’îm’e kadar çıkmasını emretti. Böylece Âişe haccdan sonra zu’l-hicce ayının içinde bir umre yaptı.

Ve Suraka ibn Mâlik ibn Cu’şum, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Akabe’de Akabe Cemresi’ne taş atarken Peygamber’e kavuştu da:

— Yâ Rasûlallah! Hacc aylarında umre yapmak işi husûsî olarak sizlere mi mahsûstur? Diye sordu.

Rasûlüllah:

— “Hayır (yalnız bize hass değildir); fakat kıyâmete kadar daimîdir” buyurdu.