Ve Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): “Hısımına veren için iki ecr vardır: Hısımlık ecri, sadaka ecri” buyurdu.
1484-……Bize Mâlik, Abdullah ibnu Ebî Talha’nın oğlu İshâk’tan haber verdi ki, O, Enes ibn Mâlik (radıyallahü anh) şöyle derken işitmiştir: Ebû Talha, Medîne’de hurmalık mal cihetiyle Ensâr’ın en zengini idi. Kendisine mallarının en sevimlisi de Beyruhâ (denilen bûstânı) idi. Beyruhâ, Mescid’in karşısında idi. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) da Beyruhâ’ya girer ve onun içindeki güzel sudan içerdi. Enes dedi ki: Şu “Siz, sevdiğiniz şeylerden (Allah yolunda) harcayıncaya kadar asla iyiliğe ermiş olmazsınız. Her ne infâk ederseniz, şübhesiz Allah onu bilicidir” (Âl-i İmrân: 92) âyeti inince, Ebû Talha kalkıp, doğru Rasûlüllah’a geldi de:
— Yâ Rasûlallah! Şübhesiz çok mübarek ve çok yüce olan Allah “Siz sevdiğiniz şeylerden harcayıncaya kadar asla iyiliğe ermiş olmazsınız… ” buyuruyor. Bana malımın en sevgili olanı ise Beyruhâ’dır. Beyruhâ, Allah için sadakadır. Bu sadakanın hayrını ve onun Allah katında bir âhiret azığı olmasını umud ediyorum. Yâ Rasûlallah! Bu bustânımı Allah’ın sana gösterdiği münâsib cihete koy, sarfet, dedi. Enes dedi ki: Bu söz üzerine Rasûlüllah:
— “Ne hoş! İşte bu kazançlı bir maldır. İşte bu kazançlı bir maldır. Ben senin söylediğin sözü işitmişimdir. Ben bu bustânı yakınlarına tahsis etmeni uygun görürüm” buyurdu.
Ebû Talha da:
— Yâ Rasûlallah, ben de senin arzun gibi yaparım, dedi.
Ve Ebû Talha Beyruhâ’yı yakınları ve amcaoğulları arasında taksîm etti.
Bu hadîsi rivayet etmekte Ravh da Abdullah ibn Yûsuf’a mutâbaaî etti. Yahya ibn Yahya ile İsmail’in İmâm Mâlik’ten gelen rivayetlerinde “Râbih” yerine “Râyıh” lâfzını söylemiştir.