1485 Bana Zeyd (ibnu Eşlem), lyâd ibn Abdillah’tan; o da Ebû Saîd el-Hudrî (radıyallahü anh)’den haber verdi (o, şöyle demiştir): Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bir kurbân yahut ramazân bayramında namazgaha çıktı. Sonra namazdan ayrılıp insanlara va’z etti ve onlara sadaka vermekle emretti: “Ey insanlar! Sadaka veriniz!” buyurdu. Akabinde kadınların yanına uğradı ve: “Ey kadınlar topluluğu! Sadaka veriniz. Çünkü ben siz kadınları, cehennem halkının çoğunluğu olarak gördüm” buyurdu. (Kadınlar:) Yâ Rasûlallah! Ne sebeble kadınlar cehennem halkının çoğunluğu olmuşlardır? Dediler. Rasûlüllah: “Sizler la’neti çok söylersiniz, zevcelerinize karşı ni’meti küfrün (yani nankörlük) edersiniz- Ey kadınlar topluluğu! (Ne acîbdir ki) kendini zabteden tam akıllı ve dîninde ihtiyatlı kimsenin aklını sizin kadar eksik akıllı, eksik dînli hiçbir kimsenin çelip giderebildiğini görmedim” buyurdu. Sonra Rasûlüllah, bu konuşmasından ayrılıp evine döndüğünde, İbnu Mes’ûd’un karısı Zeyneb gelmiş, yanına girmeye izin istiyordu.
— Yâ Rasûlallah, şu izin isteyen kadın Zeyneb’dir, denildi. Rasûlüllah:
— “Zeyneb’lerin hangisidir?” diye sordu.
— İbnu Mes’ûd’un kadınıdır, diye cevâb verildi. Rasûlüllah:
— “Evet, ona izin veriniz” buyurdu. Ve Zeyneb’e izin verildi. Zeyneb:
— Ey Allah’ın Peygamberi! Sen bugün sadaka vermekle emrettin. Benim yanımda kendime âid bir takım zînetler vardır; bunları sadaka yapmak istedim. Fakat İbnu Mes’ûd, kendisinin ve oğlunun sadaka vereceğim kimselerden daha ziyâde sadakaya müstehıkk olduklarını iddia etti; (ne buyuruyorsun?) dedi.
Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem):
— “İbnu Mes’ûd doğru söylemiştir; kocan ve oğlun, sadaka vereceğin kimselerden daha ziyâde sadakaya lâyıktır” buyurdu.