1288 Bize Habbâb (radıyallahü anh) tahdîs edip şöyle dedi: Biz Allah rızâsını kasdederek Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) ile hicret ettik. Artık ecrimiz (va’di gereğince) Allah’a vâcib oldu. Yoldaşlarımızdan bunun ecr ve ni’metinden hiçbirşey tatmadan âhirete gidenler vardır. Mus’ab ibn Umeyr bunlardan birisidir. Dostlarımızdan, kendilerine hicret semeresi ulaşan ve bu meyveyi devşirenler de vardır. Mus’ab, Uhud günü şehîd edilmişti de biz onu saracak bir kefen bulamamıştık. Yalnız (şehide âid) bir kaftan bulmuştuk da bu şehîdi ona sarmağa çalışmıştık. Bürdeyle başını örttüğümüzde ayaklan açığa çıkıyor; ayaklarını örttüğümüz zaman ise başı açığa çıkıyordu. (Bu yokluk karşısında) Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) bize şehidin başını örtmemizi ve ayaklarının üstüne de ızhır (denilen kokulu ottan) koymamızı emreyledi.